YALOVA’NIN KOMÜNİSTLERİ

Yayınlama: 29.01.2024
A+
A-
Rahmetli İnönü’nün, 1964 Kıbrıs krizi sırasında ABD başkanı Johnson’a cevaben bir mektup yazıp ; “Beni çizmelerimi giymeye mecbur etmeyin” demesi , o zamanlar ülke siyaset platformunda ;“ Oleyyy”…“ Bravoo”…
“ Büyüksün”…Tezahüratları ile karşılık bulduğunda , ülkece , siyasi yapımızın yeniden dizayn edilmesine sebep olduğunun ,hiç birimiz farkında değildik aslında . Tıpkı bugünkü gibi !
ABD bu reste son derece sinirlendi haliyle..
Derken sürpriz bir gelişme oldu CHP’de… Ülke medyası tarafından İnönü , eleştirileri oklarının hedefine konuverdi. Sonuç olarak da CHP
seçimli kongreye gitmek mecburiyetinde kaldı .
Tarihi açıklanan kongrede , İnönü’nün karşısına sürpriz bir isim çıktı :
BÜLENT ECEVİT !
Kongre gerçekleşti , ve kurtuluş savaşımızın en büyük komutanlarından , Atatürk’ün silah arkadaşı İsmet İNÖNÜ , yine Atatürk’ün kurduğu ülkenin ilk siyasi partisi genel başkanlığını kaybediyor ve yerine Bülent ECEVİT geçiyordu .
Sene 1972 ..
1964 Kıbrıs krizinin sekiz yıl sonrası ..
Ve benim askerlik dönemlerim..
Ecevit’in , başkan olur olmaz , ilk demeçlerinde “ CHP’nin artık ORTANIN SOLU politikalar izleyecek.“ demesi , ülkenin , özellikle o dönem gençliğinin siyasette SOL tanımıyla karşılaşmasına vesile oldu .
O zaman kadar CHP seçmenimiz ,sadece ATATÜRK ilke ve inkılapları ve de laiklik ilkesi sebebi ile CHP yanlısı idiler. Birdenbire ortaya çıkan ORTANIN SOLU felsefesi , parti içinde yeni bir akıma gebelik etmişti. O zamanlar hiçbirimiz farkında değildik ama , bu ORTA SOL doktrini , günümüze kadar gelen süreçte CHP içinde bir çok ayrılıkçılık arz eden fraksiyonların doğumuna da sebebiyet verdi. Bu akım , medyada , sendikacılıkta ve sivil toplum örgütlerinde de ayrımcılığa yol açtı .
Merkezdeki partiler ise bu SOL kavramı ortaya çıkınca hemen SAĞ felsefesini benimsediler..
Ülke siyaseten ikiye bölünüverdi : SAĞCILAR – SOLCULAR !
Bu ayrım ortaya çıkınca ortalık slogandan geçilmez oldu haliyle . Sağ tandanslı partiler hemen karşı atağa geçip , CHP yanlıları için sloganlar ürettiler.
Ortalıkta ; “ ORTANIN SOLU , MOSKOVA’NIN YOLU “…
“KOMÜNİSTLER MOSKOVA’YA “ sloganları , her siyasal seçim veya fikir ayrılığı tartışmalarında ön plana çıkıverdi.
Yalova’da da durum farklı olmadı elbet .
Hemen bu ORTANIN SOLUnu benimseyenler ortaya arz-ı endam eylediler . Öyle ki bu kesim hem mevcut CHP’yi fazla merkez bulup eleştiriyorlar hem de yeni siyasi platformlar arayışına giriyorlardı .
Dolayısı ile Yalova’da bu isimler direkt olarak KOMUNİST damgasıile tanınmaya, daha doğrusu empoze edilmeye başladı .
Yalova’da tanıdığım ilk tabir-i caizse KOMÜNİST , edebiyat öğretmeni rahmetli FİKRET MADARALI idi.
Şimdiki SEFA BEY caddesinin , Karamürsel caddesi ile birleştiği yerde , hemen karşı köşede bir ANİBAL KIRTASİYE vardı . İşte o binanın sahibi rahmetli Fikret hocamızdı . Sanırım o kırtasiye de onundu ?
Uzun boylu , dalgalı saçlı , daima takım elbiseli ve kravatlı bir beyefendi idi Fikret amca.
Fikret amca, bence Ecevit’ten de öncesinin komünisti idi.
Elinde bir fermuarlı evrak çantası hiç eksik olmazdı .
İnanılmaz entelektüel bir yapı ve ileri görüşlü bir vizyona sahipti.
O kadar vizyon sahibi idi ki , ülkemizin ilk takvime alınmış edebiyat ödülleri yarışması onun eseri idi :
Yani FİKRET MADARALI ,EDEBİYAT ve ROMAN ÖDÜLÜ !
Nasıl bir prosedür ile yapılırdı hatırlamıyorum ama , bu ödüllerin galipleri , her sene radyo ajanslarında ve ülke yazılı medyasında geniş yer bulurdu .
Bulurdu da , YALOVA EŞRAFI pek iplemezdi bu başarı ve popülariteyi !
( Demek ki toplum olarak hiç değişmemişiz.)
Tanıdığım ikinci komünist profil ise avukat BAHA İNALKUT abiydi.
Müthiş bir entellektüeldi Baha abi. Kısa boylu , kalın bıyıklı , gözlüklü… Yine elinde Madaralı gibi bir evrak çantası… Sanırım Yalova’lı ilk avukat idi. Yanılıyorsam affedin..
Yalı caddesinde , mevcut Jandarma karakolunun karşı köşesi , Kıbrıs sokak girişinde , ailesine ait üç katlı apartmanın ikinci katında ofisi vardı .
Biz gençleri çok severdi Baha abi. Karşına denk geldik mi ; anlatır da anlatırdı… Üşenmeden… Hep Atatürk’ten , Kurtuluş savaşımızdaki emperyalistlere karşı verdiğimiz ve kazandığımız savaşlardan bahsedecek kadar , milliyetçi ve vatanperverdi.
Bir diğer komünistimizde yine avukat ERDOĞAN ÇİĞDEMOĞLU idi.
Babası albay emeklisi Mehmet amca. Annesi de özellikle annemin yakın komşusu Müfide hanım teyze idi. En küçük kardeşini hepiniz tanırsınız : İlk Tofaş Servisimiz , DERMANOTO’nun sahibi Derman ÇİĞDEMOĞLU . Yani Derman Usta.
Adı gibi hep derman oldu ihtiyaç sahiplerimize .
Erdoğan abi , Fikret amca , Baha abi gibi sevecen ve sempatik biri değildi gibi aklımda kalmış. Agresif ve hırçın bir tavrı vardı . Nedenini bilemiyorum , çok korkardım ondan … Anlaşılmadığını mı zannediyordu devamlı olarak , bilinmez. Allah rahmet eylesin hepsine. Mekanları cennet olsun .
Abim Haluk Tonaroğlu’nun kankası vardı . ERSİN KAYA . Fırın sokak girişinde sol tarafta bir binada oturan memur bir ailenin çocuğu idi. Kardeşi Erkan’da bizlerin arkadaşı idi. Ciddi bir adamdı Ersin abi. Öyle akranları gibi futbol , twist merakı yoktu diye kalmış aklımda. DÜŞÜNÜR , yani FİLOZOF bir tarafı vardı sanki …
Hepimizin gittiği , Atatürk caddesindeki KARACA’ların evinin yanındaki , alt tarafında KIZILAY DİSPANSERİ olan binanın çatı katındaki YÜKSEK ÖĞRENİM DERNEĞİ’ne takılırdı . Yine sanırım o derneğin kurucularındandı . Onlardan sonraki kuşak olarak bende oraya giderdim.. Bol bol kitaplar vardı… Sohbetlere katılır , kitap okurduk .
Ve bizim kuşaktan iki komünist daha :
İlki DOKTOR BÜLENT SAKIZLIGİL . Benden birkaç yaş büyüktür Bülent . Diş Hekimi Mürşit ekolündendi. Babası İcra Memuru Hayri amca. Annesi ise HALKEVİ’nde eğitmen görevli Leman hanım teyze idi. Küçük kız kardeşi Nilgün’de benim ilk okul birinci sınıftan beri sınıf arkadaşımdı.
Bülent’de rahmetli Erdoğan abi gibiydi. Yani hafif agresif bir ideolojik tarafı vardı gibi aklımda kalmış.
Diğeri de geçen sene rahmetli olan ARİF EKİM dostumuz .
Arif aşırının da aşırısı idi. MHP orjinli olan abisi yine rahmetli YAŞAR OKUYAN’a tepki olarak mahkeme kararı ile soyadını , Ekim devriminden esinlenerek EKİM olarak değiştirebilecek kadar komünist idi. Nur içinde yatsın abi-kardeş ikiside.
Şimdi şöyle bir geriye baktığım zaman , bu dostlarımızın büyüklerimizin KOMÜNİST olarak tanınmış olması bana son derece tuhaf geliyor.
Çünkü bu isimlerini yad ettiğim kişilerin hepsi , eşitlik ilkelerine bağlı , vatansever, milli duygulara sahip, eğitimli , okuyan , düşünen ,ülkenin ve gençliğin refahı için fikir mücadelesi vermiş dostlarımızmış.
Aynı Deniz GEZMİŞ , Hüseyin İNAN’lar , Yusuf ASLAN’lar gibi…..
Bugün bu üç fidanımızı asmamış olsaydık inanıyorum ki ; Türk siyaseti , Atatürk’çü laik çizgide üç muazzam siyasetçiye sahip olmuş olacaktı…
Bu üç fidanımıza yaşama şansı vermiş olsaydık , CHP , Kemal KILIÇDAROĞLU gibi , Özgür ÖZEL gibi imitasyon liderlerin peşinde gitmeyecekti.
İsimlerini YALOVA’nın KOMÜNİSTLERi olarak , ironi yaparak paylaştığım arkadaşlarımızın ve onlar gibi nicelerinin , Yalova’yı terk etmelerini gerektirmeyecek imkanlar sunsaydık , onlara yaşarken değer verseydik ,Yalova CHP böylesine komik(!) yöneticilere sahip olmayacaktı .
Aslında hepsi ECEVİT’in suçu !
Eğer ECEVİT , ortanın solu ideolojisini ortaya atmasaydı…..
Veya attığında doğru anlatabilseydi…..
Moskova solu değil , ATATÜRK sosyalizmi diyebilseydi…
Şimdi bu gerçek Yalova’lı dostlarımız akıllarımız da komünist olarak yer etmeyecekti.
Bir anektod ile bitireyim makalemi :
Müslim diye URFA orjinli Ankara’dan gelme bir dostum var . Şimdi Datça’da bir butik otel işletiyor.
80 öncesi terörden korunması için ailesi tarafından Yalova’ya getirilmişti.
Bir gün o zamanın güncel terör olaylarından falan bahsederken bir açıklama dile getirdi : “ Biz terörist değil vatanseverdik. Bize büyüklerimiz kitap verir ve o kitapları okuyup okumadığımız takip ederlerdi. Şimdiki solcuyum diyenlerin alayı , cahil at hırsızı profiline sahip gençler. Yazık oluyor ideolojimize.”
Saygılarımla

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.