Hayatımda ilk defa ülke turizminde bu kadar sene geçirmeseydim , keşke bu kadar geniş bir yurt dışı dost portföyüm olmasaydı deyip pişmanlık duyuyorum.
Veya keşke bunca yıldır biriktirdiğim farklı ülkelerden , farklı dinlerden , farklı renklerden olan dostlarımla ilişkilerimi bu kadar uzun süre sürdürmeseydim diyorum şimdilerde…
Çünkü UTANIYORUM…
Çünkü ÜZÜLÜYORUM…
Çünkü İÇİM ACIYOR…
Malum bir deprem silsilesi yaşadık…
10 ilimiz tarumar oldu…
Canlarımızı kaybettik….
Binlercemiz bedenen ve ruhen eksik kaldı…
Hayaller , projeler , planlar tükendi….
Kısacası el elde, baş başta kaldık….
Medyaya bakarsak ASRIN FELAKETİ imiş yaşadığımız…
Bana sorarsanız yaşadığımız aslında ASRIN REZALETİ…
Hatta ve hatta ASRIN MAHÇUBİYETİ….
Yüz yaşına gelmiş , bir TÜRK devletinin , Atatürk cumhuriyetinin , demokrasi gereği seçilmiş son hükümetinin geldiği nokta , farkettiğimiz gerçeklerimiz , beni ve benim gibi binlerce vatanseveri vicdanen çökertti , ruhen tüm dünyaya rezil etti..
Fazla detaylara girmeye gerek görmüyorum…
O yoktu , bu yoktu…
Orada çaresiz kaldık…
Yok bu kadar büyük beklemiyorduk , bu bakımda hazırlıksızdık , bize de sürpriz oldu falan da demeyeceğim…
Herşey bir poster gibi gözümüzün önünde , apaçık ortada…
Ben basit bir otel müdürüyüm…
Çok küçük çapta olanlar hariç her otelimde , gerçekleştirdiğim kadro mühendisliği çerçevesinde , kendi çapımda bazı önlemler aldım yıllarca..
Düşünün .. Diyelim ki otelim 100 yataklı veya 500 yataklı…
Bir çok insan benim otelimi tercih etmiş gelmiş..
Canıyla , namusuyla , güvenliği ile kendini bana emanet etmiş…
Sezonu veya oteli açmadan önce her türlü hizmet, ekonomi , huzur bazında her türlü hazırlığı yapmışım.. Ama daha ilk misafirim gelmeden ben kendi personelim içerisinde bir takım
ÖZEL DURUM TİM’leri oluştururum . Nedir bunlar ?
Mesela yangın timi ..
Arbede timi..
Deprem timi..
Sel timi..
Sağlık timi..
Terör timi gibidir bu timler..
Bu timleri oluşturduğum personel arkadaşlarıma , bölge belediyeye , itfaiyeye , emniyetten yetkililere rica ederek kısa öz , bu gibi durumlara karşı hazırlıklı olmalarını sağlayacak eğitimler aldırırım. Dolayısı ile bu gibi durumlarda karşılaşıldığında ilgili tim , hiçbir komuta ve talimat beklemeden , ne yapacağını,nasıl uygulayacağını bilir vaziyette müdahalede bulunurlar .
Bu aslında OLASILIK TEORİSİ sonucu edindiğim bir yönetim prensibimdir.
Olduktan sonra ne yapacağımızı düşünmektense , önlem almak en doğrusudur.
Oysa gördük ki benim hükümetim ,aslında hazır değilmiş !
Daha doğrusu kendini hazır sanıyormuş !
Mesela deprem .
Deprem sanki sadece yaz mevsiminde olurmuş onlara göre..
İnşaatlarda teknik , bilim yerine Allah’a sığınmak onlar için yeterliymiş….
Ne olacak ki ? Zaten deprem olsa şehirde polis var, bekçi var , devlet olarak vali var , belediye başkanı var … Sanki bu var dedikleri depremden etkilenmesi imkansız kişilermiş gibi düşünmüşler..
Ne yani koskoca uçak , o dev gövdesi ile piste inebiliyorken deprem pisti nasıl patlatırmış ki ?
Oto yollar ! Biz yaptık oldu mantalitesi ile yapılmış , bir de üstüne Allah’a emanet edilmişken nasıl yıkılır , çöker ki ?
Hele hele , böyle durumlarda hep sığındığımız koskoca asırlık KIZILAY’ımız !
Hani daha ilkokul birinci sınıfta Kızılay Kolu başkanı olacağız diye yırtınacak kadar övünç duyduğumuz o koskoca , anlı-şanlı Kızılay’ımız..
Neymiş HOLDİNG olmuş..Breh..Breh…Breh..
Olabilir tabii itirazım yok . Ticaret de yapar , karda elde eder…
Ama bu para kazanmayı niçin yapar biliyormusunuz ? Ben söyleyeyim size :
Ticareti yapar … Para kazanır… Sırf devlete yük olmamak için çadırını , erzağını , konteynerlerlerini , seyyar WC’lerini , ulaşım tırlarını devlete yük olmadan kazandığından sağlamak için yapar !
Ürettiği çadırı , vatandaşına SATMAK İÇİN DEĞİL !
VATANDAŞINI ÇARESİZ , YALNIZ, SAHİPSİZ , NAÇAR BIRAKMAK İÇİN DEĞİL !
Bakın , bugünkü Hürriyet gazetesi bu konuda akil , liyakat sahibi 100 çeşitli kariyerlere sahip insanımızı bir araya getirmiş ve sormuş :” OLASI İSTANBUL DEPREMİ İÇİN NASIL HAZIRLANMALIYIZ ?”
Gazetenin bir araya getirdiği bu oluşumu düşünmesi , aslında hükümetin en büyük ayıbıdır . Çünkü bu ve bundan evvelki hükümetlerimiz düşünmeli yapmalı ve çıkan sonuçları şimdiye kadar uygulamalıydı!
Neler yapılmalıydıyı ben bile akıl edip düşünebiliyorsam ; Çevre ve Şehircilik Bakanı istifa etmeli ! Çünkü o ve ondan öncekiler düşünmedi ..
Yağma, talan oldu…” sen kurtaracaksın , ben kurtaracağım tartışmaları oldu . O zaman buna hazır olmayan , ve de hatta hiç düşünmeyen İç İşleri Bakanı istifa etmeli !
Üstündeki Atatürk üniformasını farketmeyen , taşıdığı apolerinin neyi ifade ettiğinin bilincinde olmayan , siyasi iradeye teslim olmuş , hiçbir inisiyatif kullanma yetkisi olmadığı için askeri sahaya sürmeyen Genel Kurmay başkanı istifa etmeli ! Ben olsam önce askeri sahaya sürer , sonra da gerekirse istifa ederdim !
10 ildeki , tüm belediye başkanları , belediye fen işleri ve imar işleri sorumluları , ve öncekiler , o illerin Mimarlar ve Mühendisler odası başkanları ( sessiz kaldıkları , seyirci kaldıkları için ) istifa etmeliler .. Hatta kendi ayakları ile gidip ifade vermeliler , nedenleri , niçinleri açıklamalılar . Açıklamalılar ki AK ile KARA ortaya çıksın !
Bitmedi .
Şuan hastanelerde tedavi altında olanlarımızı takip edeceğim… SGK acab hangi tedavi zorlukları çıkaracak , hangi ilaçlar için destek vermeyecek ?
Ülke genelindeki hastane yapılarını merak ediyorum . Acaba nasıl önlem alınacak.
Binlerce çocuk kimsesiz kaldı !
Aile ve Sosyal İşler bakanını takip edeceğim . Bu çocuklarımız ne olacak ? Nasıl onlara sahip çıkılacak ?
Yani işim henüz İç İşleri , Çevre bakanlığıkları ve Genel Kurmay Başkanı ile bitmedi.
Sağlık bakanlığını da , Aile bakanlığını da takip edeceğim.
Çünkü daha fazla utanmak istemiyorum !
Makalemin girişine gelirsek … İşte tüm meslek gereği edindiğim dünyanın dört bir yanındaki dostlarım bana , önce üzüntülerini bildiriyorlar , sonra da bu sorunların sebebini , niyelerini , niçinlerini , nasıl olurlarını soruyorlar ve ben susup kalıyorum çünkü…. Devletimi , hükümetimi onlara karşı suçlayamıyorum…. Kol kırılır yen içinde kalır misali….Ve bu cevapsızlığımdan utanıyorum….Kendime saygımı kaybediyorum …
Utanıyorum , çünkü ben dünyanın en geri kalmış ülkesi değilim…
Çünkü ben 100 yıllık bir cumhuriyetim…
Çünkü ben ATATÜRK CUMHURİYETİ vatandaşıyım !…
Saygılarımla