ÜNİVERSİTEDE İLK GÜNLER..

Yayınlama: 27.02.2024
A+
A-

Sene 1975 ,yaz bitmiş Eylül ayı . Liseyi bitirmişim ve üniversite mimarlık bölümü kazanmışım. 18 yaşında bir delikanlıyım. Dönem ,tüm üniversitelerde ,politik görüşlerin zirve yaptığı dönem. Ufak ,ufak ,öğrenci olayları başlamış. Üniversite öğrencileri, ülkücü ve devrimci diye ,iki kutba bölünmüş, birde, şimdinin iktidarı siyasal İslamcılar kendilerine verdikleri adla ,akıncılar var. Şimdilerde ise Mücahitlikten , müteahhitliğe geçtiklerini kendi fikir büyükleri, abileri söylüyor. Kendileri ,o dönemde ,pek siyasi olaylara katılmıyorlardı .Eylül 10u gibi ,okuluma kayıt yaptırmak İçin Ankara’ya gittim. Çekinerek ,Maltepe deki okul binasından içeri girerken , duvarlarda tek yol devrim , buraya Faşistler giremez yazısı vardı .Faşistlerden kastın ülkücüler olduğu belliydi .Bende o yıllarda ,Türk milliyetçiliği ,yani ülkücülüğe sempati duyuyorum. Haliyle ,biraz korku kaplıyor içimi. İkinci gidişimiz , rahmetli babamla birlikte ,yurt bulmak amacı ile idi. Tabi babamda ,oğlunun okuyacağı okulu görmek istiyordu . Birlikte okula gidiyoruz.

 

Okulda dolaşırken, üst sınıflardan ve ülkücü olduğunu, tahmin ettiğimiz ,bir öğrenci yurt aradığımızı öğrenince, site yurduna gidin ,orda yer bulabilirsiniz diyor. Site yurdunun dikim evi semtinde ,konservatuvarın yanında olduğunu öğrenip , dolmuşa binerek gidiyoruz. Burası 8 bloktan oluşan, yaklaşık 5 bin öğrencinin kaldığı ,kredi ve yurtlar kurumuna bağlı ,bir yüksek öğrenci yurdu. İçeri girip ,duvardaki Bozkurt ve Kürşat resimlerini ve üç hilalli bayrakları gördüğümde ,buranın ülkücülerin ,elinde olduğunu anlıyorum. Bizimle ilgilenip ,hemen kayıt başvurumuzu alıyorlar ,babamı ve beni oturtuyorlar. Hepsi Hilal bıyıklı, Güler yüzlü ve genellikle kısa saçlı, temiz yüzlü gençler.

Bize, çay ve ikramlarda bulunup , babama büyük saygı gösteriyorlar. İşte o gün, sempatizanlıktan, ülkücülüğe geçiş yapıyorum. Okulumun açılışına, 2 gün kaldığı İçin, hemen Yalova’ya dönüyoruz. Bavuluma giysilerimi doldurup, doğru Ankara’ya dönüyorum. Eylülün 20 sinde okul başlıyor. Sınıfım 4 kattaki, mimarlık bölümünde .okul açıldıktan 20 gün sonra , malzeme dersi sırasında ,hoca içerideyken, kapı tekmeyle açılıyor. İçeri parkeli, bıyıkları ağzının içine giren üst sınıflardan beş altı öğrenci giriyor. Ellerinde daha sonra Molotof kokteyli olduğunu öğrendiğim şişeler var. Hocanın derste olduğuna aldırmadan, arkadaşlar, okulu Faşistler bastı, haydi mücadeleye deyip, sınıfı boşaltıyorlar. Bizler daha bir birimizi, tanıma fırsatı bulamadan, olayların içinde kalıyoruz. Bir alt kat, İnşaat mühendisliği katı ,oraya indiğimizde ,iki gurubun ,karşılıklı birbirlerini kestiğini görüyoruz. Aralarında polisler barikat oluşturmuş .

Bunlar, okula hakim olan devrimciler ve okula alınmadıkları İçin ,birlikte gelen ülkücüler. Biraz sonra devrimciler, kahrolsun faşistler diyerek ellerindeki sopa ve kayış, şişelerle ,ülkücü guruba saldırıyor. Aynı anda ülkücü gurupta Allah, Allah sesleri ve kahrolsun komünistler diye bağırarak hücuma geçiyor. Aradan kalan polis, kenara kaçıyor. Koca koridor ,bir anda toz duman bulutu ve şişe cam kırıkları ile kaplanıyor. Biraz sonra iki gurubu ayırmak İçin polisler takviye alarak, devreye giriyor. Her iki gurupta da ,yaralılar var . Arkadaşları kollarına girerek okul dışına çıkarıyorlar. Ben ve diğer 1. Sınıf öğrencileri ,şaşkın bir şekilde olayları seyrediyoruz.

İki gurup, polisler tarafından ayrılıyor. önce ülkücü gurup, sloganlar eşliğinde okul dışına çıkarıyor. Sonra devrimci gurup ve biz acemi öğrenciler okulu boşaltıyoruz. Ertesi gün, okula geldiğimizde ,kapıda polisler bizi karşılıyor ve okulun akademi senatosu tarafından iki ay kapatıldığını söylüyorlar. Okulumuz, ben daha öğrenciliğe alışamadan kapanıyor. Tabi bana, istikamet Yalova oluyor.

Bunları anlatırken yaşamayanlara bir masal gibi geldiğini biliyorum.

İleriki zamanlarda tam 6 yıl sürecek olan üniversite hayatım ile ilgili anılarımı anlatacağım. Her günün tam bir aksiyondu.

O günler kötü ve acı günlerdi , Rabbim bir daha bu millete öyle acılar yaşatmasın. O günler yaklaşık 5 yıl sürdü.

Daha sonra, 12 Eylül 1980 günü, askeri darbe sonucu, demokrasiye ara verildi.

Askeri cunta sol devrimciler ve sağ ülkücülerin üzerinden silindir gibi geçti..

Bunun sonucu olarak ,siyasal İslamcıların yükselişi sonucu ,ülkeyi 22 yıldır yöneten AKP’nin iktidar olmasını sağladı.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.