TURİZM NEDİR ?

Yayınlama: 17.12.2022
A+
A-

Turizm öncelikle HAYAL’dir . Ama sadece hayal yetmez muhakkak ki. Bir çok sosyal ve kişisel karakteristik özelliklerden oluşan bütündür. Mesela , vizyon,sosyal kültür, insan psikolojisi ve ülkelere göre toplum psikolojisi , ufuk , yenilikçilik , empati , kendini tanıma , hoşgörü gibi . Yani çok genel bir tanımlama ile turizm bir toplumsal ENTEGRE olma sanatıdır.

SOSYAL KÜLTÜR : Bu özellik , arza sunulan turizm ülkesinin ve bölgesinin , toplumsal ve yöresel özelliklerinden haberdar olmak demektir. Bu konuda mevcut bilgi ile yetinilmez. Araştırmak lazım . Yörenin eskileri ile iletişimde olmak lazım . Hikayeleri can kulağı ile dinlemek lazım . Bunları yaparken de , dünyanın neresinden olursan ol , o yörenin insanı özelliklerine bürünmek demektir. Dinsel farklılıklar olabilir , gelenekler farklı olabilir , mizah kültürü farklı olabilir. Ve daha bir çok özellik. Onlar gibi değilde , kendin gibi olursan sınıfsal farklılık sanılır ve sevgi ,ilgi , alaka göremezsin. Onlar gibi olmak demek , kendini saklamak değil tabii ki . Öyle olursa karşındakini kandırmak olur.
EMPATİ : İşte bu raddede empati kabiliyeti devreye girer ki bu çok önemlidir. Bir müslüman olarak bir budisti , bir yahudiyi , bir koyu katoliği dinleyemezsin . Onların inançlarına saygı göstermek önemli. İşte burada empati önemli . Yer değiştirmek lazım . Yani siz bu inancınızla, o yörenin insanı da yukarıda saydığım inançlara sahip biri olsun. Kendi inancınıza nasıl saygı beklerseniz , bilin ki karşınızdaki de aynı saygıyı kendi inancı için bekler . Bunu hesaba katmalısınız . Bu empati olayı tabii ki sadece inanç ile sınırlı değil , kültür , yaşam tarzı , kılık-kıyafet , eğitim gibi ve benzeri farklılıklarda aynı olmalıdır.
İNSAN PSİKOLOJİSİ : Bu empatiyi doğru kullanmak için insan psikolojisini bilmek çok önemli. Örneğin şu anda yaşadığımız ve endişe ettiğimiz Z kuşağına karşı yaklaşımlarımız gibi. Karşınızda ki , narsist olabilir , kleptoman olabilir , milliyetçi fanatik olabilir , ciddi veya çok neşeli olabilir . Bunun için vücut dilinde mütehassıs olmalısınız. Unutmayın , bakışlar ve mimikler yalan söylemez.
ÜLKELERE GÖRE VATANDAŞ TOPLUM PSİKOLOJİSİ : Hah burası bazen çok önemli olabiliyor.
Örneğin 50’lili yıllarda doğmuş olan bir Alman ve İngiliz milliyetçisini asla bir araya getiremezsiniz. Çünkü onlar hala babalarının ikinci dünya savaşında yaşadıklarını unutmamış olabilirler . Aynı şekilde günümüz de bir Rus ile Ukrayna’lı aileye farklı davranamazsınız . Keza Fransız ve İtalyan ile , Kuzey Afrikalı birini bir arada çok zor. Biraz daha ileriye gideyim . Mesela İsrail vatandaşlarını memnun etmek çok zordur . Çünkü onlar an itibarı ile Müslüman bir ülkededirler ve Müslümanlar Yahudi’yi sevmez diye bilirler! Bu sebeple genel olarak aldıkları hizmetten hep endişelidirler . Sanırlar ki biz onlara Yahudi oldukları için en kötü hizmeti veriyoruz ve dolayısı ile hep problem çıkarabilirler. Orta doğulular . Bu yöre insanları genelde birkaç eşi ve hizmetçileri ve çok sayıda çocukları ile seyahat ederler . Ve yapıya uyma kültürleri hiç yoktur. Böyle bir aile yapısının davranışları , diğer misafirlerde de rahatsızlık yaratır. Çünkü ev sahipliği bir evlilikte eşlerin kendi kayınvalide ve kayınbabalarını aynı anda kendi evlerinde ağırlamaya benzer.
2
Dahası var . Mesela Almanya’nın kuzeyinde yaşayanlar ile güneyinde yaşayanlar arasında sosyal kültür farkı vardır . Çünkü kuzey tarafı sanayici , güney tarafı çiftçidir. İki bölge insanını aynı hizmet ile memnun etmek zordur.
Biraz daha açayım. Fransız aile şarap ile yemeğe başlar , uzun sohbetler ile devam eder.
İtalyan balık sofralarında gürültülüdür ve uzun süre işgal eder. Türk misafir ise masadan kalkmak bilmez. Ona alkolü duble olarak satma şansınız yoktur. İlla ki şişe ister. Ve o masanın gecesinin nasıl biteceğini bilemezsiniz.
Açık büfelerde Avrupa’lı çorbadan ve ara sıcaklardan başlar, oysa Türkler ise ana yemeklerden başlar . Oysa Avrupa’lılarda bu sıralama , çorba- zeytinyağlılar , ara sıcaklar . ana yemek olarak seyreder. Onlar çorbayı çok sever ama kendi mutfaklarında yapmazlar. O sebeple temmuz ağustos sıcağı bile olsa çorba ile başlarlar. Ama bizim evlerde sınırsız çorba alışkanlığımız olduğu için , tatilde genel de çorba kullanmayız .
Bu farklılıklar kültür gezilerinde de aynıdır .
Bu konunun daha da farklı hikayeleri vardır .
TECRÜBE- HOŞGÖRÜ : Tecrübe en önemlilerinden biri. Tecrübe yaşanmış sürpriz gelişmeler demetinden edinilir. Ve en pahalı eğitim şeklidir.
Mesela ülkemizin dış politikada ki diğer devletler ile siyasi ve ekonomik ilişkileri çok önemlidir. Örneğin , Rusya ile ufak bir siyasi problem yaşayalım anında Rus turistlerde düşme , iptaller ve fiyat indirim talepleri ile karşılaşırız.
Yani program uygulanırken medyayı sıkı bir şekilde takip etmeliyiz.
Mesela , çok beklentimiz olan bir ülke de ekonomik kriz çıktı . Bunun çıkabileceğini önceden anlamalıyız ki başka pazarlardan alternatif yaratalım .
Hatta bizim uzun süreli dini bayramlarımız , eğer yazın yüksek sezon dediğimiz tarihe denk gelirse örneğin Akdeniz Ege sahilinde problem demektir. Çünkü yurt dışından farklı kültürlerden gelenler ile bizim yerel misafirlerimiz arasında tesisi , turu , kullanma şekilleri farklıdır. Örneğin yerli misafir böyle dönemler de oteli veya geziyi satın almış ve sahibi gibi davranırlar . Oysa yurt dışı misafirlerde böyle bir yapı yoktur . Veya Avrupa’lı yiyeceği kadar alır , yerli misafir yiyemiyeceği kadar alır . Bu da sizin üretim eşittir maliyet konusunda zafiyete uzatır . Bunları yazıyorum çünkü , turizm sahil tatili de olsa kültür gezisi de olsa netice de bir yerde konaklama muhakkak vardır .
Ayrıca misafirin kişisel özelliklerinden doğacak problemler fazlası ile vardır. Ve bunların hepsi memnuniyetsizlik yaratır , ve gezi veya tatil sonucu yorumlar sizin uyguladığınız program için problem yaratır . İşte yukarı da dediğim gibi , insan psikolojisi , toplum psikolojisi , etnik köken farklılıkları sebebi ile çıkacak problemleri , TECRÜBE ile anında tur veya tatil bitmeden bir şekilde çözüm üretilir. Ne yapalım , önleyemedik demek acemiliktir . Ve sonuçları vahim olur.
Problemli durumlarda HOŞGÖRÜ en önemli silahtır . Sabır içerir . Bunu doğru kullanır ve ona göre reaksiyon verirseniz , kısa süre sonra misafirde utanma ve mahcubiyet duygusu yaratır. Pişmanlığı ortaya çıkar . Sonunda dediğim gibi program bitmeden sorun program içinde çözülmüş olur. Çünkü hiçbir misafir ile tartışarak , onun hatalı olduğunu yüzüne vurarak , haklı bile olsanız çözemezsiniz .
Bu tür problemler olmaması için , örneğin misafire sunduğunuz oteli , gezi ise otobüsü , göreceği yerleri tüm artı ve eksi değerleri ile doğru sunmanız şart. Misafirin en haklı olduğu
3
durum sunulanı görememesinden kaynaklanan hoşnutsuzluktur .İşte bu konu da çaresizsiniz demektir. Öyle detaylar vardır ki ; turda iseniz , mola yerlerinde kullanılacak tuvaletlerin ücretli veya ücretsiz olduğuna kadar hatta temizlik ve hijyen durumuna kadar baştan söylemelisiniz . Onun için program satılırken veya misafir gelmişken tura başlamadan verilecek rehber infoları inanılmaz önemlidir.
UFUK : İşte en önemlisi bu . Ufuk demek ileri görüşlü demek , Olasılık teorilerine sahip olma becerisi demek . Mesela problemli bir misafir ile tartışmaya varmadan , onun evlilik veya doğum tarihini bilmelisiniz . Olur ya tur esnasında böyle bir güne denk gelirseniz yapacağınız ufacık bir jest olası problemleri önleyebilecek en kuvvetli ilaçtır.
Gezideki misafirler ile dostluk kurmak ona saygı ifadesidir . Ona değer vermek demektir. Bu size onun iletişim bilgilerini mesleğini öğrenme şansı verir. Dolayısı ile bir misafir porföyüne sahip olabilirsiniz.
Ufkunuz size özellikle mola yerlerinde ve şehrinizde , misafirin suiistimal edilmesi önleme refleksi kazandırır . Misafir tatil için ayırdığı parayı son kuruşuna kadar ülkemiz ekonomisine bırakmalıdır ve bizler ise bu parayı yine son kuruşuna kadar ama yasal şartlarda ülkemiz ekonomisine kazandırma misyonuna sahip olmalıyız. Bu karşılıklı prensip ne olursa olsun misafirin alış veriş veya ikili ilişkilerinde suiistimal edilmesini göz ardı etmemiz hakkını bize vermez.
YENİLİKÇİLİK : Misafir bu seyahatinden çok memnun olabilir. Tekrar gelmek istediğini belirtebilir. Veya siz edindiğiniz portföyünüzden tekrar davet edebilirsiniz. Bunun pişmanlık sağlamaması için ikinci gelişlerde misafire aynı rota ama rotada sürprizler düşünmelisiniz. Bu sizi monotonluktan kurtarır. Örneğin Pamukkale travertenlerinin artık fazla önemi kalmadı. Çünkü buraya gelmeyen nerede ise kalmadı . Çünkü yenilikçi olamadılar , sürprizleri devreye sokmayı düşünmediler.
Uzun sözü kısası , misafirimizi DOYAMADAN yolcu etmeliyiz. Aklı burada kalmalı.

Saygılarımla
Hadi TONAROĞLU / ANTALYA

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.