Önce yazımın başlığını : “ ERDOĞAN YİNE KAZANDI “ yazacaktım . Vazgeçtim .
Sonra “ KILIÇDAROĞLU YİNE KAYBETTİ “ diyeyim dedim .
Çok banal olacaktı . Yine vazgeçtim .
Takriben 30 senedir çeşitli mecralarda yazıyorum , bıktım bu tür başlıklar atmaktan !
El insaf on birinci kez , üstelik hep aynı adama kaybediyoruz ! İşin kötüsü utanmıyoruz !
Çünkü okumuyoruz…
Yorumlamıyoruz..
Her kayıptan sonra öz eleştiri yapmıyoruz ..
Ve hep aynı taktiklerle seçime hazırlanıyoruz…
Üstelik karşı tarafın tüm manipülasyon taktiklerini bilerek , ama önleyemeden , karşı strateji geliştirmeden …
Artı olarak , hazırlanmadan…
Bütçe hazırlığı yapmadan…
Hedef noktaları belirlemeden…
Üstelik tüm seçimlerdeki kampanyalarımızı , kendi tarafımızdakilere yaparak !
Hiç düşünmedik , onlar zaten bize oy verecekler diye…
Korktuk karşı tarafın seçmenini ikna etmeye…
Bir seçimi bitirdikten sonra , kendi hayatımıza döndük hemen . Her seçim sonrası olduğu gibi dedikodularla birbirimizi yıpratmaya başladık anında.
Oysa hemen sonucu masaya yatırıp , nerede hata yaptığımızı aramamız lazımken yapmadık . Çünkü biz hep doğruları yaparız egosuna sahibiz .
Bakın son ikinci tur seçimi bitti , bizde hemen KILIÇDAROĞLU gitsin mi? Kalsın mı ? Tartışması başladı .
Hem de yerel seçimlere dokuz ay gibi kısa bir süre kalmışken !
Oysa bakın AKP tarafına . Hemen dokuz ay sonraki yerel seçimleri kendilerine hedef koyup çalışmalara şimdiden başladılar .
BİZ ? Nerdeeee !
85 sene geçmiş vefat etmesinin üzerinden biz hala Mustafa Kemal Atatürk’ün dinimize verdiği önemi anlatamamışız !
Biz hala 6 OK ne anlama gelir anlatamamışız ki ; Atatürk sonrası , çağdaş – muhafazakar olacakken , sadece muhafazakar bir toplum olmuşuz . Hiç düşünememişiz ki ; muhafazakar toplumlar dini kullanan hükümetler tarafından kolayca kullanılabilirler.
Bizler sadece entel-dantel olarak kendimizi Atatürk’çü olarak lanse etmişiz . Bununla da kalmayıp kapalı muhafazakar kesimi de küçümsediğimizi fark edememişiz .
Bundan evvel ki yazımın başlığı : “ AH KEMAL BEY AH “ idi . Ve bu yazımı ilk turun sonunda yazmıştım .
İkinci tur öncesi , bir seminere katılmak için Yalova’ya geldiğimde İl başkanlığı genel sekreteri , dostum , kardeşim Kemal hoca , vekilin mazbatasını almaya giderken bana : ” son yazın olmadı abi . Çok tepki aldın “ dedi .
Şaşırdım .
Çünkü yazılarım benim düşüncelerimi aksettirir . Bu birincisi .
İkincisi ise kimseye hoş görünmek içinde yazmam .
İçlerinden olan , benim bile fikrime saygılı değiller demek ki ?
Demek ki doğrular bizleri rahatsız ediyor ?
Ben , yaşım 72 hala okuyorum beyler .
Ben 46 yıldır turizm yöneticisiyim . Öyle ki turizm , bir planlama ve strateji sektörüdür . Öyle gelsin , yatsın , uyusun , yesin, içsin sektörü değil !
Ben hala Erdoğan’ın , belediye başkanı iken Büyükada’da katıldığı çok gizli toplantıyı merak ediyorum.
Ben hala , Kılıçdaroğlu’nun nasıl genel başkanlığa getirildiğini okuyorum .
Ben Cüneyt ARCAYÜREK’in sekiz ciltlik “ TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ YILLARINI “ okudum .
Bu seri taa 1947’den , yani İnönü’nün tek adam rejiminden başlıyor . Sahaflardan bulana kadar canım çıktı .
Herkes Amerika’nın yeni başkanı kim olacak diye beklerken , ben Amerika’daki seçim kampanya stratejilerini takip ediyordum .
Neyse bu konuyu fazla uzatmayayım .
İki tesbit yapayım sizlere :
Birincisi ERDOĞAN hakkında . Ben Erdoğan’a hiç kızmıyorum. Çünkü mevcut dizayn edilen sistemde Erdoğan gider , yerine Ahmet gelir ama inanıyorum ki uygulama değişmez .
Hatta yaşlanan Erdoğan’ın yerine birine henüz karar vermedikleri için Erdoğan hala başta .
İkincisi ise Kılıçdaroğlu .
O da aynı . Kılıçdaroğlu , şimdi bırakıyorum dese yerine gelecek olanın Kılıçdaroğlu’nun icraatlarından farkı olmaz .
Biz AKP’lileri AKKOYUNLAR diye küçümsüyoruz ya ! Hata ediyoruz . Sağda , solda tüm siyasilerimiz ve biz seçmenler hepimiz birer koyunuz .
Çobanlarımız da dışarıdaki vakıflar ve onların ülkemizdeki uzantıları .
Okuyun biraz öğrenin artık . Yoksa bizi birbirimize kırdıracaklar .
Saygılarımla
Hadi TONAROĞLU