SUAT ABİ….

Yayınlama: 27.06.2024
A+
A-

Sakın hatırlamaya çalışmayın . Mevcut Yalova’lının % 95’i hatırlamaz…
Adı SUAT YILMAZ…
Biz onları Suat & Fuat Yılmaz kardeşler olarak biliriz. Ama aslında biri kız dört kardeştiler..
Fuat’ı maalesef kaybettik yıllar önce.
Suat abi , rahmetli abimlerin kuşağıdır aslında .
Ama bizim erken yıllarımızın muhteşem bas gitaristiydi..
İddia edeyim yeri gelmişken . Yalova , ülke çapında iki müzisyen çıkarmıştır .
Biri ERKAN ŞEN . Müthiş bir trompet ustası idi. Diğeri de Suat abi.
Telefonlaştık bugün. Hem de neredeyse 60 sene sonra !
Onunla konuşurken , bilgisayarımda SEKSENLER dizisinin ilk bölümlerini seyrediyordum bir yandan da.
Yani 75-80 arası Türkiye’yi…..12 Eylül öncesi dönem .
Az önce de televizyonda surf yaparken , A PARA kanalında muhteşem bir diziye denk geldim. Çok önceleri seyretmiştim. Tekrar göz atmaktan kendimi alamadım.. “ HATIRLA SEVGİLİ “ .
Bu dizi de Türkiye’nin 55-60 yıllarını ve ihtilali anlatıyor . İlk bölümü Adnan MENDERES’in İngiltere seyahati sırasında uçağının düşmesi olayından başlıyordu hem de .
Yani bugünümün son 5 saati ; 60 yıllık abi Suat Yılmaz , SeksenIer ve Hatırla Sevgili ile geçince ister istemez eskilere , ama çok eskilere dönüverdim birdenbire…
AKASYAPARK’ı çok azımız hatırlar mesela …( Şimdiki Akasyapark’ı kastedmiyorum tabii ki. )
Benim belleğimde ilk olarak , eski Kaymakamlık Köşküne arkasını vermiş kapalı bir restoranı vardı AKASYAPARK’ın…
Üç bilemedin dört basamak merdivenle harika akasya ağaçları ile süslü bahçesine inerdiniz… Zaten deniz tarafı da meşhur plajımız idi….
Müthiş bir sosyal Yalova vardı….
Kapalı restoran tarafında kasabanın ileri gelen büyükleri iki tek atıp , plaki ve ızgara köfte eşliğinde günün yorgunluğunu atarlardı güneş batarken… Özellikle kışları…
Neden kışları ?Çünkü yazın Akasyapark’ın bahçesine kasabanın aileleri , çoluk-çocuk gelirler , sohbet ederler , çaylarını içerler , çocuklar dondurmaları yer koşuşurlardı . Haliyle o zaman ki kültürümüze göre o kadar aile ve çocuk varken içeride kapalı alanda olsa iki tek atılmazdı…
Gerçi ,şimdiki Yalova’lılar , anlattığım bu kültürü gözlerinde canlandıramamışlardır ama , ben yine de anlatmaya devam edeyim..
İşte ailelerin gelmeye başladığı gecenin ilk saatlerinde , kapalı salonun dış merdivenlerinde Yalova’nın ilk orkestrası sahne almaya başlardı . İsimleri de YALOVA CAZ ORKESTRASI !
Safari tipi , önden iki cepli , bir örnek ekose gömlekleri , lacivert pantalonları vardı orkestranın..
Bu dört kişiden sadece ikisi anılarımda kalmış. İlki TUGAY abi.
Solist idi. Şarkı söylerken de elinde ki marakasları çalıp ritm tutardı .
Tugay abi , Yalova Süleymanbey mahallesinin ilk ve son ,efsane kadın muhtarı rahmetli Ayten hanımın kardeşiydi.Yani benim bando hocam emekli bahriye başçavuşu rahmetli Sadık hocamın kızı idi muhtar teyze.
Tugay abiden başka hatırladığım ikinci müzisyen trompetist DALİ idi.
DALİ ; yani Mehmet Ali .
Mehmet Ali , Mehmet Ali diye diye lakabı DALİ kalmıştı . Balkan göçmeni idi .
Müthiş içerdi . Sabah kahvaltısına bira ile başlardı , ben şahidim. Harika bir dost idi. Müstesna bir dostumuz idi. Bizlerden büyüktü. Ama o trompet kabiliyeti yüzünden bizim kuşak onunla dost olmaktan mutluluk duyardı….
İşte bu orkestra , bizim gençliğimizin yolunu açtı..
Burç Beşlisi( Suat abiler) , Ataklar , Yalova Gelişim Set gibi orkestralarımızın kurulmasına öncülük ettiler..
Vehbi ( Foto Yıldız ) , Erdal Şen ( G) , Özer Özden ( Odun Özer ), Terzi Akın usta, bankacı Turhan gibi harika bas gitaristler çıktı Yalova’dan…,
Butik Ahmet , Saç Orhan gibi bateristler , Rahmetli Kaya , Uzun Hayri , Terzi Akın’ın kardeşi Erkan , Faruk Acar gibi gitaristler ; TorikErdal ( kimileri için Varol öğretmen ), Beyaz eşyacı Tahsin ( milletvekili ) klavyeciler ve nice kabiliyetli bir çok müzisyenlerin hepsi bizim kuşağımızın ürünleridir.
Bir de bandomuz vardı mesela .
Alto sax’da Derman Usta ( Tofaş servis) tenor saksafonda Cavit abi , klarnet ve tenor saksafonda ben ,
Trompette , Erkan , Erdal , Hayri ve daha nicelerimiz…..
Son kuşakta tek tük de olsa müthiş müzisyenler çıkmıyor değil .
Mesela Cihangir Bora hocamın iki oğlu Bora ve Ege ki ; Bora İstanbul kulüplerinde popüler starlara saksafonu ile eşlik eder. Liman pastanesinin sahibi Vahap ustamın küçük oğlu İstanbul’da hem besteci gem de aranjör olarak faaliyet gösteriyor .
Bizim hakem hocası Müfit Silahtaroğlu’nun oğlu Doruk (ismini bir türlü telaffuz edemediğim ) İstanbul’un en popüler heavy metal gurubunun müthiş solisti….
Yani bizim kuşak harika idi.. Ölmedik ama , çocuklarımızla en azından can çekişiyoruz Yalova’ya sanat enjekte etmek için….
Saygılarımla
Hadi TONAROĞLU

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.