SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDA YALOVA

Televizyonda , eski bir dizi tekrarını izliyorum.
“ HATIRLA SEVGİLİ “
Dönem dizisi… İki bölüm önce , Mahir ÇAYAN’ların yakalandığı , DENİZ GEZMİŞ ve arkadaşlarının mahkemelerinin başlandığı bölümde , terörist(!) avı için sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş .
Bir anda Yalova’nın o dönemleri aklıma geliverdi.
Malum İstanbul ilçesiyiz o zamanlar . Orada sokağa çıkma yasağı oldu mu Yalova’da da uygulanıyordu.
Sizlerin İcra memuru olarak tanıdığı , Av Cevdet Bekler’in masa arkadaşı Ömer Okur kankam..
Belirli bir arkadaş gurubumuzun olduğu deli gençlik çağlarımız .
Ömer’in babası Mahmut amcanın pastanesi bizim toplanma yerimiz .
Tunçalp sitesinin yapımında çalışan bisiklet sporcusu Feridun , Ömer yasağın başlayacağı son gece karar veriyorlar . Karar şu : Yasağın ismi SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI . Yani denize çıkılabilir.
Hemen Bekir’in gazinosunun sahiline gidip bir sandal kiralıyorlar.
Yanlarına olta takımı ve birazda erzak alıyorlar .
Bu arada sanırım Özer’de (Odun) onlarla beraber.
Gece yarısı olmadan o soğukta sıkı sıkı giyinip sandala binip denize açılıyorlar .
Sabah oluyor.
Güvenlik güçleri ev ev aramalara başlıyorlar .
Bir bakıyorlar açıkta bir sandal !
Akşam 20.30 da gelip iskelede olan Paşabahçe vapurunu kaldırıyorlar . Sandalın yanına askerler polisler birlikte gidiyorlar .
Bizimkiler bir bakıyor Paşabahçe üstlerine geliyor !
Hemen el-kol hareketleri ile feryadı basıyorlar .
O sırada bir anonsa : “ Ellerinizi kaldırın. Hareket etmeyin !”
Koca gemi yavaşça yanaşıyor. Bizimkiler elleri havada gemiye aktarılıyor. Sandal yedeğe alınıyor.
Komutan hemen bağırıyor : “ Silahlar nerede ?”
Bizimkiler donmuş , uykusuz.. Bu soruya Feridun cevap veriyor şuursuzca :
“ Hepsini attık !”
Gemi iskeleye yanaşıyor.
İskelede bir manga asker.. Bir o kadar da polis.
Bizimkilerin elleri havada…
Nöbetçi savcılığa çıkarılıyorlar .
Olaylardan kalan bizlerin haberi yok . Saat beş olup yasak bitince hemen çıkıp Mahmut amcanın pastaneye gidiyoruz.
O ne ? Mahmut amcanın suratı bembeyaz !
Soruverdik usulca ne oldu diye .
Meğerse savcı anlamış olayın basit , safça bir ihlal olduğunu .
Geminin masrafları için 2.500 lira ceza kesip , özür dilemek için kaptana yollayarak serbest bırakmış.
Yeri gelmişken bir Ömer olayı daha anlatıvereyim sizlere :
Bir sabah hepimiz toplandık sabah ekspresi ile Büyükada’ya gidip piknik yapacağız.
O zamanlar Ömer ile beraber JETONLAR adıyla komedi ikilisi olarak sahneye çıkıyoruz .
Adaya yanaştık hepimiz indik.
Ömer en önde gidiyor . Bizde 6-7 kişi falan peşinden.
Baterist Orhan bana sokuldu : “ Nereye gideceğiz ? “diye sordu .
Ben de “ Baksan Ömer önde . Herhalde bildiği bir yer var “ diye cevapladım. Lafım bitmişti ki ; Ömer geriye doğru dönüp “ Evet nereye gidiyoruz beyler ? “ diye bize sormaz mı ?
Neyse bir yer bulduk pikniği yaptık. Anzarotları içtik.
Ömer anzarotu biraz fazla kaçırmıştı ama , dönüşte gemide içmeye devam etti.
Son gördüğümde masanın üstüne çıkmış sözüm ona göbek atıyordu.
Sabah kalkıp yine pastaneye gittik. Mahmut amcanın suratı yine bembeyaz.
“Ne oldu ? “dememize kalmadan Haberci gazetesinimasaya fırlatıverdi ve
“ Bakın da görün” diye kükredi.
Haberci’de bir resim : Ömer masanın üstünde göbek atıyor.
Alta haber : “ Alkolü fazla kaçıran komedyen yolculara eğlenceli dakikalar yaşattı “
Tabii arka planda bizlerde olunca pastaneden kaçmak farz olmuştu .
Netice de o zamanki gençliği , ve olayları ile ne güzel bir yerdi Yalova !
Saygılarımla
HADİ TONAROĞLU