Yalova İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü tarafından Organik ve İyi Tarım Uygulamaları sertifikasyon çalışmalarını tamamlayan Midye Çiftlikleri sahiplerine yönelik “Midyede Organik Tarım ve İyi Tarım Uygulamaları Programı Sertifika Töreni” düzenlendi.
Çınarcık İlçesine bağlı Esenköy düğün salonunda düzenlenen programa Vali Muammer Erol, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, İl Müdürü Suat Parıldar, İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Dr.Başak Egesel, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Yetiştiricilik Daire Başkanı Tanju Özdemirden, Çınarcık Kaymakamı Cemil Aksak, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ümit Yılmaz, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Yılmaz Boz, Belediye Başkanları, Kurum Müdürleri, Siyasi Parti Temsilcileri, Muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.
Midye üretim çiftlikleri ile ilgili sinevizyon gösterisiyle başlayan programda Midye çiftliklerinin akademik danışmanlığını yapan Yalova Üniversitesinden Doçent Dr. Harun Yıldız Akdeniz Midyesi Yetiştiriciliğinin Ekosistem Açısından Önemi ile ilgili sunum eşliğinde ayrıntılı bilgiler aktardı.
CTR Uluslararası Belgelendirme&Denetim Ltd.Şti. Ürün Belgelendirme Müdürü ve KSKDER Başkanı Dilek Erdin Elivar yaptığı konuşmada; “Öncelikle organik tarım ve iyi tarım uygulamaları standartları süreçlerine uygunluk sağlayarak sertifika almaya hak kazanan üreticileri kutluyorum.
Ülkemizde ilk defa iyi tarım uygulamaları ve organik tarım sertifikalı midye yetiştiriciliğinin Yalova ilinde olması bir tesadüfün sonucu değil, iyi tarım uygulamalarına ve organik tarıma gönül vermiş bir ekibin üretici işbirliği ile desteklenmesinin bir çıktısıdır. Bu sonucun biyoçeşitliliği ile ön plana çıkan Yalova iline çok yakıştığını da söylemeden geçemeyeceğim.
Hem organik tarım hem de iyi tarım uygulamaları gıda güvenliğinin ilk basamağı olan birincil üretimi kontrol altında tutan bir ön gereksinim programıdır. Aslında ilgili sistemlerin odağında gıda güvenliği ve çevre yer almaktadır.
Güncel olarak insan sağlığını koruyan bu sistemler ekosistemin koruması ile de gelecek nesillere fayda sağlamaktadır. İyi Tarım Uygulamaları belirli kalite standartlarına uygunluk ister. Bu üretim modeline geçmek için operasyonel süreçle entegre biçimde kalite alt yapısını oluşturmak gerekmektedir.
Sistemin temelini oluşturabilmek için zamana ihtiyaç duyulur. Ayrıca üretimin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini de minimuma indirmeyi hedefleyen bir üretim şekildir. Dünya üzerinde tüketici odaklı olarak uygulanan en yaygın tarımsal sertifikasyon standardı olarak bilinmektedir.
Organik tarıma gelince, günümüzde tüketiciler tarafından en fazla tercih edilen bir standarttır. Üretim süreçlerindeki uygulamalarda girdi kullanımları sınırlandırılmıştır. Organik tarımda ekolojinin korunması, tahrip edilen doğanın yeniden inşa edilmesi esastır. Buna gıda
güvenliği eşlik eder. Denizel ekosistem hizmetleri organik tarımı desteklemektedir. Doğanın sesini bu şekilde duymak ve hayata geçirmek açısından da çok kıymetli ve değerli bir proje. İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım birbirinden farklı sistemlerdir. Herhangi biri önce veya sonra gelmez. Ortak noktaları gıda güvenliği, çevre ve risk analizi odaklı olmalarıdır. Tüm uygulamalar en etkin sonuçlara göre yapılır.
Süreklilikleri sağlandığında işleyişin parçası haline gelirler ve böylece amacına uygun şekilde sağladıkları yararlar üst seviyeye ulaşır ” dedi.
Bakanlığımız Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Yetiştiricilik Daire Başkanı Tanju Özdemirden de yaptığı konuşmada “Bilindiği üzere, bir çok ülkede artan nüfus ve sağlıklı beslenme bilinci su ürünlerine olan talebi önemli oranda arttırmaktadır. Artan bu talebi karşılamak için en ideal yol, çevre dostu ve kaliteli su ürünleri yetiştiriciliğidir. Ülkemiz son yıllarda bu alanda önemli aşamalar kat etmiştir.
Ülkemizde 2021 yılı su ürünleri üretimi 800 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Bunun 328 bin tonu avcılıktan, 472 bin tonu ise yetiştiricilikten elde edilmiştir. Su ürünleri yetiştiriciliğinin, toplam su ürünleri içerisindeki payı her yıl artmaktadır. Yetiştiriciliğin toplam üretim içerisindeki payı 2021 yılında %58’e ulaşmıştır. Üretimde yaşanan bu gelişmelere paralel olarak su ürünleri ihracatımızda 2002 yılında 27 bin ton iken, 2021 yılında 238 bin tona, değer olarak ise 97 milyon dolardan 1.4 milyar dolara ulaşmıştır. Başta AB ülkeleri olmak üzere 106 ülkeye balık ihracatı gerçekleştirilmiştir.
Yetiştiricilik tesislerimizde çipura, levrek, alabalık ve Türk somonu üretimi yapılmaktadır. Ayrıca son yıllarda çift kabuklu su ürünleri yetiştiriciliğinde de önemli gelişmeler kaydedilmiş, 300 ton düzeyinde olan üretim miktarı bakanlığımızın konuya verdiği önem ve müteşebbislerimizin ilgileri ile 100 kattan daha fazla artmış ve onaylı proje kapasitemiz 33 bin ton seviyesine ulaşmıştır. Ülke genelinde yaptığımız değerlendirmede 150 bin ton üretim yapma potansiyelimiz olduğu hesap edilmiştir.
Midye A,D vitaminleri, selenyum, iyot, kalsiyum ve omega 3 yağ asitleri bakımından zengin olması düşük yağ içermesi ve protein içeriği dolayısıyla değerli bir besindir. Üretici fiyatlarına göre 2021 yılında dünya çift kabuklu ticaretinin büyüklüğü 55 milyar doların üzerindedir.
Sektörün gelişmesi, güçlenmesi ve uluslararası piyasalarda rekabet kabiliyetinin yükselmesi için su ürünlerini üretmek kadar çeşitlendirmek, işlemek ve tüketiciye güvenilir ve sağlıklı bir şekilde ulaştırmak da çok önemlidir. Sektör olarak tüketiciye çevreyle dost, sürdürülebilir ve güvenilir ürünler sunmak mecburiyetindeyiz.
Her yıl giderek artan içerisinde çift kabuklu su ürünleri üretiminde yer aldığı yetiştiricilik sektörü ülkemiz ekonomisine ve istihdama sağladığı katkıların yanında cari açığın kapatılmasında da çok değerli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle ülkemiz su ürünleri üretiminde yaşanan gelişmeler sektörün gelişimine ve geleceğine daha umutla bakmamızı sağlamaktadır.
Sözlerime son verirken organik ve iyi tarım uygulamaları sertifikasyon çalışmalarını tamamlayan ve sertifika almaya hak kazanan değerli üreticilerimize de huzurlarınızda teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.
İl Müdürü Suat Parıldar da programda yaptığı konuşmada; “Yalova İlimiz 798 km2 ile Türkiye’nin yüz ölçüm olarak en küçük ilidir. Ancak üretim çeşitliliği ve doğal yapısı itibariyle en zengin illerinden birisidir. Yüzölçümünün % 27 ‘si Tarım Alanı, % 62’ si Ormanlık ve Fundalık, % 1’ lik kısmı ise Mera alanından oluşmaktadır.
İlimiz tarım parsellerinin yaklaşık %72,5 luk kısmı 5 dekar ve altında küçük parsellerden oluşmakta olup bu durum katma değeri yüksek ürünlerin üretimini zorunlu kılmaktadır. Tarım yapılan alanlarımızın yaklaşık 6.700 hektarlık kısmı sulanmakta olup, bu alanın % 20’ lik kısmı (yaklaşık 1.400 ha) devlet sulamasıdır. İşlenen tarım alanlarımızın 2021 verilerine göre yaklaşık 33.500 dekarlık kısmında 11.130 ton hububat, 12.560 dekarlık kısmında 29.800 ton yem bitkileri, 7.850 dekarlık kısmında 27.500 ton sebze, 52.100 dekarlık kısmında 55.500 ton meyve ve 3.679 dekarlık kısmında ise 155 Milyon adet süs bitkileri üretimi gerçekleştirilmiştir.
İlimizle özdeşleşen kivi üretiminde ülkemizde birinci sırada yer alan ilimizde yaklaşık 30 bin ton üretim gerçekleşmektedir. Bu kapsamda Yalova Kivisinin, Yalova Aronyası ile birlikte 2021 yılında coğrafi işareti alınmıştır. Ayrıca ilimiz için ayrı bir değer olan Yalova Kıvırcık Koyununun 25 Ekim tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Yerli Hayvan Irk ve Hatlarının Tescili Hakkında Tebliğ kapsamında Bakanlığımız Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından tescili yapılmıştır.
İlimiz Su Ürünleri konusunda da önemli bir yer ve değere sahiptir. Tüm ilçelerimizin denize kıyısı olup, 123 km kıyı şeridi ile Marmara Bölgesinde önemli bir yer tutmaktayız. Balıkçılarımıza hizmet veren 7 Barınağımız olup, 8 Su ürünleri Kooperatifimiz ve hali hazırda faal 9 işleme ve yetiştirme tesisimiz mevcuttur. Gemi Ruhsat teskeresine sahip 155 gemimiz ve Gerçek Kişi ruhsat teskeresine sahip 1.163 balıkçımız bulunmaktadır. 2021 yılı verileri ile yaklaşık 262 Milyon TL satış değerinde 13 bin ton balık istihsali gerçekleşmiştir.
2022 yılı verilerine göre ilimizde 53 çiftçimiz 242 dekar alanda aronya, 2 çiftçimiz 266 dekar alanda yem bitkisi, 4 çiftçimiz 467 dekar alanda sebze ve meyve, 4 arıcımız 343 kovanla ve 4 su ürünleri yetiştiricimiz yaklaşık 400 dekar deniz alanında organik midye yetiştiriciliği yapmaktadır. Bununla birlikte 7 çiftçimiz 255 dekar alanda kivi, 1 çiftçimiz yaklaşık 33 dekar alanda ceviz ve 2 su ürünleri yetiştiricimiz ise yaklaşık olarak 250 dekar deniz alanında iyi tarım uygulamalarıyla midye yetiştiriciliği yapmaktadır.
Yalova bazı tarımsal ürünlerin ilk üretimine öncülük etmiştir. Bugün de ilk olarak organik ve iyi tarım uygulamaları ile midye yetiştiriciliği konusunda ülkemize bir ilki yaşatmasına şahitlik ediyoruz.
Su ürünleri yetiştiriciliği ilimiz kıyılarında âtıl halde bulunan deniz kaynaklarını üretime kazandırırken hayvansal protein açığının kapatılmasına da önemli katkıda bulunmaktadır. Midye yetiştiriciliği bu bakımından önemli olmakla beraber 2021 yılında yaşanan Müsilaj ile mücadelede çok önemli bir rol üslenmektedir. Evsel, tarımsal ve endüstriyel alanlardan gelen atıkların özellikle azotun geri dönüştürülmesinde herhangi bir masraf yapılmadan, mineral madde bakımdan zengin, insan gıdası olarak hayvansal protein üretilmesinde midye yetiştiriciliğinin ayrı bir yeri vardır.
Midye yetiştiricilik tesislerinin kurulduğu ilk günden beri tam kontrollü bir şekilde yapılan üretimlerden haftalık olarak aldığımız numuneler, Bakanlığımız laboratuvarlarında insan sağlığı açısından analize tabi tutulmuştur. Midye yetiştiriciliğinde yapay yem ve kimyasal katkı veya herhangi bir ilaç kullanılmamaktadır.
Bakanlıkça yaptığımız analizler sonucu sağlıklı, hem de yetiştirme teknikleri bakımından doğal olan midyelerin organik üretim ve iyi tarım uygulamaları bakımında sertifikasyonu önemli bir eksiklikti. İl Müdürlüğü olarak Bakanlığımızın da destekleri ile sektörümüze bir proje kapsamında bu eksikliği giderilmesine öncülük ederek, yetiştiricilik yapan firmalarımızı bugün sertifikalandırıyoruz. Hayırlı olsun.
Midye insanımız tarafından da sevilerek tüketilen bir türdür. İhracat potansiyeli yüksek bir üründür ve firmalarımız ihracat yapmaktadırlar.
Ülkemizde 2022 Eylül ayı verilerine göre 38 midye çiftliği bulunmakta olup toplam kapasiteleri 35.000 ton/yıldır Yalova ilimizde Bakanlık olarak verdiğimiz izinlerle bugün 7 adet midye yetiştiricilik tesisinden 6 tanesi üretim faaliyetlerine başlamış olup bir tanesi de kurulum aşamasındadır.. Hali hazırda mevcut kapasite: 3863 Ton/yıl, olup tam kapasite üretime geçildiğinde 9000 Ton/Yıl üretim yapılacaktır.
Midye yetiştiricilik sektörünün yatırımları sayesinde şamandıra, halat, midye çorabı gibi daha birçok kalem sarf malzemesinin yerli üretimin gelişmesine ve artmasına dolaylı olarak katkıda bulunmuştur. En az bunlar kadar önemli gördüğünüz yeni istihdam alanı yaratmış, şu anda tesislerde 8 mühendis, 30 kadar da dalgıç, kaptan ve balıkçı personel için istihdam alanı oluşturmuştur.
İl Müdürlüğümüz tarafından 2022 yılında 26 değişik başlıkta proje hayata geçirilmiş olup bu projeler ile çiftçilerimize 10 Milyon TL. nin üzerinde destek sağlanmıştır. Bu projelerin hayata geçirilmesinde ve İlimizde uygulanmasında büyük desteklerini gördüğümüz, bizlere 3 er Milyon TL Proje Desteği sağlayan Bitkisel Üretim Genel Müdürümüz ile Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürümüze ve çalışanlarına huzurlarınızda çiftçilerimiz ve İl Müdürlüğümüz adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Son olarak Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir yaptığı konuşmada; “Türkiye’de kısıtları olsa da katma değerli ürünler üreterek bu ülkenin tarafına katkı sağlayan önemli bir üretim merkezimiz. Geçmişte doksan iki ayrı bitki çeşidini Türk tarımıyla tanıştıran bugün de bunlardan bir yenisini organik tarım ve iyi tarım uygulamaları kriterlerinde midye yetiştirerek bir yenisini ekleyen birinden bahsediyoruz. İçinde bulunduğumuz süreçte insanlık küresel pandemi, iklim değişikliği ve savaşlarla gıdanın önemine çok daha fazla dikkat etmekte.
İnsanlığın birinci öncelikli gündemi beslenme ve gıda. Bunun en güzel örneği de Karadeniz’deki açılan koridorun ismi, enerji koridoru değil. Karadeniz’in kıyısında açılan koridorun ismi bir başka ürün de değil, bir tahıl kurdu, insanlığın beslenmesi, çok farklı kapıları açmakta. Bu insanlığın beslenmesinde de yüzde yetmiş biri denizlerle kaplı olan bir dünyada su ürünleri alanı da önemli fırsatlar sunmakta. Anadolu coğrafyasının sahip olduğu biyolojik çeşitlilik üçbin altı yüz kırk dokuz endemik bitki on iki bin bitki çeşidiyle her zaman gurur duyuyoruz. Ama ne yazık ki şunu da bilelim.
Bu Anadolu coğrafyası toplam tarım alanı varlığıyla beraber dünyada otuz birinci sırada. Buna rağmen Türk çiftçisi Yapmış olduğu başarılı çalışmalarla Avrupa’da birinci, dünyada onuncu sırada üretim yapan önemli bir tarım ülkesi olma özelliğini devam ettiriyor. Bunu devam ettirirken de birim alandan daha fazla hasıla elde etme yöntemleri kullanan akademisyenler, araştırmacılarla uyum içerisinde çalışan Yalova çiftçilerine, Yalova tarım sektörüne bu güzel çalışmaların en güzel örneklerini gerçekleştirdi.
İçinde bulunduğumuz süreçte pandemi üretimin bu olmazsa olmazı ve alınan karantina tedbirleri de üretimin büyükşehirlere yakın yerlerde de yapılması gerekliliğini ortaya koyduk. Sayın Bakanımız Prof. Dr. Vahit Kirişçi Bey’in ifade ettiği gibi o kentin ihtiyaçlarını, o kentin kaynaklarıyla sağlayacak kent tarımı modeli tüm dünyada daha fazla konuşulan bir tarım modeli olmaya başladı. Elbette bizim Türkiye’de Anadolu’nun büyük arazileri, sulu arazileri, verim arazileri, büyük çiftlikleri önemli katkılar sağlamak, üretime devam etmekte. Ancak kente yakın yerlerde ve üretim üssü kurarak Güvenliğimizi bir taraftan korumak, bir taraftan da bu tarım arazilerine sahip çıkmak durumundayız.
İl Müdürümüz ilin sahip olduğu orman varlığını, mera varlığını, tarım arazisi varlığını çok güzel açıkladı. Ve bu arazi varlığı büyüyen şehirlerle, kent baskısıyla hergün yüzyüze. Bizim bu topraklarda tarımı devam ettirmemizin yolu burada katma değerli ürünler üretmek. Sadece bu topraklarda değil, aynı zamanda denizinde de, Marmarası’nda da bunu üretmek. Ve buna Yalova’da örnek bir çalışmayla yüz doksan dört ayrı kontrol noktasıyla izlenen bir iyi tarım uygulamaları kriterlerinde bir üretim gerçekleşti.
ORGANİK TARIMDA DOĞAYA MERHAMET VAR
Yine Türkiye’de ilk kez organik kriterler yetiştirdik. Organik tarım dediğimizde sadece kimyasallardan bir üretimden bahsedemeyiz Organik tarımda bir hakkaniyet var. Organik tarımda bir merhamet var. Doğaya merhamet var. Canlılara merhamet var. Organik tarımla da evet sonunda da sağlık ilkesi var. Yani gerek hayvanları, gerek insanları sağlıklı koşullarda beslenmelerini, yaşamalarını temin etmek var. Biz bu çerçevede Tarım ve Orman Bakanlığı olarak Türkiye’deki tarımsal üretimin gelişmesi yanında sürdürülebilirliğin sağlanmasında hem organik tarımı hem iyi tarımı önemsiyoruz, yaptığımız çalışmalarla da destekliyoruz.
SU ÜRÜNLERİ İHRACAATIMIZI 14 KAT ARTIRDIK
Yalova da başlattığı bir kıvılcımla Türkiye’ye örnek olacak bir çalışmayla tüm organik tarım sisteminde yeni bir modeli bize kazandı. İçinde bulunduğumuz bu süreçte Yalova İl Müdürlüğümüzde sadece 2022 yılında altı farklı projeyle 4.9 milyona yakın bitkisel üretim desteğiyle yeni çalışmaları başlattık. Yalova’daki küçük arazi varlıkları yeni kararlar almada, örnek çalışmaları yapmada hızlı adım atmakta. Aslında her ne kadar o küçük işletme yapısı dezavantaj gibi görünse de teknolojiyi kullanan, üretme konusunda başarılı, aynı zamanda pazarlama konusunda da hemen kırk beş dakikalık mesafenin Türkiye’nin üç önemli büyük şehrinin olduğu bir lokasyonda Yalova’yı geçit önemli fırsatların kapısı da açık olduğunu
belirtmek istiyorum. Bu konuda biz Bakanlık olarak Yalova’lı çiftçimizin, üreticilerimizin, yetiştiricilerimizin yanındayız. Çünkü Türkiye son yıllarda, su ürünlerdeki kapasitesinde bir inanılmazı başardı. Hani o çılgın Türkler vardı diye söylenen tarihimiz için, bizim için. Türkiye son yirmi yılda su ürünlerinde tam on dört kat ihracatımızı arttırdık. Bir nokta dört milyar dolarlık.
Dünyanın 106 farklı ülkesine su ürünleri ihraç eden bir ülkeden bahsediyoruz. Bunlar çabayla, emekle alın teriyle oluyor. Tabii bu çalışmaların sayın valimizin riyasetinde geçen il müdürlüğü personelimizi de anmadan geçemeyeceğim. Önemli bir çaba sarf ettiler çiftçilerimizle beraber. Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüz çalışanlarını tebrik ediyorum. Atatürk Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’müzün çok değerli uzmanları, araştırmacılarımızı destekleri için teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum. Üniversitemizden hocalarımız çok değerli katkılar sundular. Açılışta hocamız sunum yaptı. Bizleri bilgilendirdi. Yirmi yılın üzerindeki bir tecrübeyi Yalova milli yöneticilerine kazandıran bir tecrübeden bahsediyoruz. Ve tüm ayın sonunda da uygulamaları ve organik tarım belgesinin almaya hak kazanan yetiştiricilerimizi de tebrik ederek hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hayırlı olsun” dedi..
Konuşmaların ardından Vali Muammer Erol ve Genel Müdür Dr. Mehmet Hasdemir tarafından Organik ve İyi Tarım Uygulamaları sertifikasyon çalışmalarını tamamlayan Midye Çiftlikleri sahiplerine İyi Tarım ve Organik Tarım Sertifikaları verildi. Ardından da bir midye üretim halatının minyatür görsel tanıtımı yapılarak yetiştiricilik tesisine ait gemide uygulamalı olarak hasat aşamaları anlatıldı.
Program süresince midyeden yapılan değişik ürünler de salonda bulunanlara sergilendi.