HAFTAYA BAŞLARKEN.. ‘’TAKIM OLABİLMEK’’

Kıymetli Okurlarımız, Bugünden itibaren her pazartesi günü siyaset, aktüalite, sanat, spor ve hayata dair tespitlerimizle sizlerle Yalova Çizgi’de buluşacağız. Bu sebeple hepinize merhaba diyorum…

Yayınlama: 30.07.2024
A+
A-

Kıymetli Okurlarımız, Bugünden itibaren her pazartesi günü siyaset, aktüalite, sanat, spor ve hayata dair tespitlerimizle sizlerle Yalova Çizgi’de buluşacağız. Bu sebeple hepinize merhaba diyorum…
*
Olimpiyat Oyunları geçtiğimiz günlerde Paris’te start aldı. Organizasyona katılım sağlayan tüm sporcularımıza cân-ı gönülden başarılar diliyorum.
Dünkü müsabakalarda, Olimpiyat 3.sü olarak bronz madalya kazanan Klasik Yay Erkek Takımımızı ayakta alkışlıyorum. Bugün de bir güzel haber atıcılıktan geldi. Olimpiyat tarihinde ilk takım finalimizden, gümüş madalya ile dönüyoruz.
10 m Havalı Tabanca Takım Finalinde İlayda Tarhan ve Yusuf Dikeç’le kürsünün ikinci basamağındayız. Tebrikler Takım !!!
Filenin Sultanları da ilk maçından galibiyetle ayrıldı. İlginç olan, olimpiyat tarihinde ilk defa takım oyunlarında madalya kazanıyor olmamız. Yanlış duymadınız. İlk defa…
Yani, ilk defa takım oluyoruz.
Olimpiyat tarihinde ilk defa takım olarak kürsü görüyoruz.
Ülkenin de en büyük sorunu aslında takım olabilmek.

Tek başına, bir başına, tek adam, tek kadın, teke tek, aslında hiç de tekin değil.
Ekip çalışması yerine, tekil yönetimi kutsallaştırmayı, övmeyi bir kenara bırakıyorum.
Ne zaman takım olduk, o zaman başarılı olabiliriz.

Yerel yöneticilerimizin de başarı için ekip çalışmasına ihtiyacı var. Sadece kendileri ve yönetimleri ile değil, şehrin tüm paydaşları ile birlik olarak şehri yönetmeleri gerekir. Şehirde gerçek bir ekip kurulabilirse, emin olun bütün kupalara talip olunur. Amerikalıların basketbol için söylediği gibi…
İyi bir takım, 5 yıldız oyuncudan daha iyidir.

*
Olimpiyatlarda sporcularımızın seremonide giydikleri kıyafetler üzerinden yürüyen bir konu var. Benim şahsi kanaatim, kıyafetlerin çok şık olduğu yönünde. Beğenmeye de bilirsiniz.
Ancak, tam da olimpiyat önü sporcularımızı demoralize eden yıkıcı yorumları da gerçekten anlamıyorum. Pijama benzetmeleri, eski mahkum kıyafetleri vs..
Bu çocuklar sosyal medyayı takip etmiyor mu?
Mevcut durumdan etkilenmiyorlar mı?
Yoksa, sinirleri çelikten mi?
Yazdıklarımızla, motivasyon kaybına sebep olmuyor muyuz?
Bu yorumları kaleme alanlara çağrım, gelin eleştrileri sonraya bırakalım.
Mutlulukları gözlerinden okunan evlatlarımıza destek olalım.

Bir de Vargas konusu var o ayrı.
Bir buçuk yıldır Milli Takım’ın en önemli parçalarından birisi oldu Vargas.
Bizden birisi oldu.
Malatyalı’yım dedi.
Dünya küçüldü artık. Herkes heryerli.
Fransa Milli Takımı’ndaki öz be öz Fransalı futbolcu sayısı 1 (bir).
Kalanların tamamı konuya “Fransız”…

Rahat bırakalım çocukları.
Onlara daha uygun fiziki şartlar sağlayalım.
Başarılı antrenörleri ülkemize getirelim.
Psikolog, diyetisyen, spor eczacısı desteği verelim.
Yermeyi bırakalım.
Ayakta alkışlayalım.

Haftaya tekrar aynı günde buluşmak üzere, sağlıcakla kalın.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.