Artık eminim ki bu iş sadece futbolda spor şiddeti değildir.
Bu iş , halen var olan İLLEGAL PARALEL DEVLET yapısının planlı bir provakasyonudur .
Amacı da sporda kargaşa değil , bilakis topluma nifak sokup toplumsal KAOS yaratmaktır.
Çünkü bu iş GEZİ olayları ile başladı .
Ne zaman ki ALİ KOÇ sahibi olduğu DİVAN HOTEL’in kapılarını , polis saldırısından kaçmak isteyen GEZİ olaylarını hazırlayan gençlere açtı ; malum yapı , yani Penysilvanya yapılanması bunu bir yere not etti .
Şimdi biraz daha gerilere gidelim isterseniz ?
Yani 3 Temmuz 2011 tarihine . Ve bu tarihin daha öncesine gidelim.
Fenerbahçefutbol kulübü ile Galatasaray futbol kulübü herkesin malumu olduğu gibi EZELİ ve EBEDİ rakip ve dost camialardır.
Her şey , futbolun sadece futbol değil , aslında dev bir ekonomi olmasıyla değişti .
Bildiğiniz gibi , futbol transferler ile dinamiklerini arttırır . Sahada başarılı olmak , taraftar sayısını , özellikle çocuklardan itibaren arttırır. Transfer demek ise milyonlarca Euro harcama gerektirmektedir.
3 Temmuz dönemi Aziz YILDIRIM Fenerbahçe başkanı idi.
İstediğiniz ekonomik kaynaklarda araştırma yapabilirsiniz. O dönemler , Fenerbahçe , sportif başarı da Galatasaray’ı geçmeye başlamıştı . Kulübün ekonomik yapısı gelir-gider dengelerinde denklik ortaya çıkmaya başlamıştı . Yıldırım o kadar iyi bir kemik kadro kurmuştu ki ; son zamanlarda BİRveya maksimum 2 transferle takımının gücüne güç katıyordu . Akabinde Avrupa’da da başarılar gelmeye başlamıştı .
Sonuç olarak Fenerbahçe durdurulmalıydı ! ( Can Çobanoğlu ve Rasim Ozan Kütahyalı’nın açıklamalarına bakabilirsiniz )
Evet durdurulmalıydı ! Ama nasıl ?
Saha harici destek lazımdı !
O zamanlar FETÖ örgütü siyasiler tarafından bile takdir gören bir imaja sahipti. Öyle ki ; olası bir islami harekete karşıt olacak diye de destek bile görüyordu . Siyasilerde olduğu gibi o zamanlar sporcular içinde bile bu cemaate yakınlıkları aşikar olan profillerde vardı .
Hani biz bile başımız sıkıştı mı dayımızdan-dostumuzdan destek ararız ya ; işte bu misal , bu cemaate yakın bazı sporcu ve spor adamları da bu cemaatten destek istediler. Ve gelişmeler başladı .
Buraya bir şerh ekleyeyim . Şöyle ki 3 temmuz komplosu olmasaydı , Fenerbahçe Türk futbolunda Fransa’nın LİG 1’inde PSG , Bundes Liga’da Bayern München gibi ligi domine eden bir takım olacaktı . Ki ; bu durumda Süper Lig’de hiçbir takımın işine gelmiyordu .
Malum cemaat yapısı , içlerine sızdığı devlet yapısı vesair marjinalyapılardaki adamları vasıtası ile çalışmaya başladı . Ve 3 Temmuz kumpası için düğmeye basarak Fenerbahçe’nin önünü kesme hareketine başladı .
Haliyle ülke sporu karıştı . Fenerbahçe en önemli futbolcularını kaybetti , Avrupa kupalarından men edilerek nakit kaybına uğradı .
Başkan Aziz YILDIRIM tutuklandı … Takım yerle bir oldu .
Aziz YILDIRIM’ın ,” Fenerbahçe bahane , ÜLKE ELDEN GİDİYOR” uyarısı bile yeni yeni günümüzde anca kabul görmeye başladı .
Evet Fenerbahçe durdurulmuştu . Esasında durdurulan Fenerbahçe değil , Türk futbolunun yükselen imajı idi.
Birinci etap tamamlanmıştı .
Cemaate öz güven gelmişti bir kere .
Malum yapılar rahatsız oldu . Çünkü Ali KOÇ , ülkenin en büyük holdinginin sahibi olan KOÇ HOLDİNG’in veliahtı idi. Yani ticari etkisi , maddi etkisi sınır tanımayacak düzeyde idi. Ve kulüpte ikinci başkan idi.
2011 provakasyonu ile birinci raund bitmişti.
2. raund için fırsat 28 Mayıs 2013 tarihinde malumun yapını eline geçti.
Üniversite gençliği GEZİ hareketini hayata geçirdi.
Hükümet tedirgin oldu..
Ayrılıkçı güçler harekete karışarak provake etmeye başladılar .
Talebeye karşı orantısız güç kullanılmaya başlayınca kulüp 2. Başkanı Ali KOÇ sahibi olduğu DİVAN HOTEL kapılarını , güvenlik güçlerinden kaçan öğrencilere açınca tekrar düğmeye basıldı .
Bu sefer hedef direkt olarak Fenerbahçe değildi . Hedef Fenerbahçe 2.başkanı ALİ KOÇ’un başarısız olması idi.
Bu sefer TFF kullanılarak Fenerbahçe’ye sahada engeller çıkarılarak takımın sportif olası başarısı engellenme yoluna gidildi. Öyle ki ; zamanın TFF Başkanı bizzat Fenerbahçe kongre üyesi ve Aziz YILDIRIM döneminde 2. Başkanlık yapan NİHAT ÖZDEMİR iken !
Anlaşıldı ki Özdemir’de malum cemaat yapısı sempatizanı idi.
İş , mafya veya derin devlet yapısını da tahminen devreye soktu. Artık gözleri kararmıştı.
Nitekim 4 Nisan 2015’de , Rize deplasmanından dönen takım otobüsü Rize-Trabzon sınırında sürücü tarafından kurşunlandı . Şoförün üstün çabası sonucu otobüs uçuruma yuvarlanmaktan kıl payı kurtuldu . ( Bu olayın failleri yıl 2025 olmasına rağmen hala bulunamadı)
Takımdaki yabancı sporcular korkarak teker teker uzaklaşınca , Fenerbahçe bir kez daha çökme noktasına gelmişti. Şampiyonluk potasında olan takım , gerileyince malum yapı ikinci raundu da kazanmış oldu .
Ali KOÇ’un canına TAK etmişti.
Bu sefer 2018 seçimlerinde Aziz YILDIRIM’ı n karşına aday olarak katıldı ve büyük farkla kulüp başkanı oldu . Artık önünde ikna etmesi gereken bir başkan ve onun yönetimi yoktu.
Malum yapının artık 3. Raunda falan ihtiyacı yoktu . Bizzat TFF içinde yapılanmıştı . Disiplin kurulu elindeydi. MHK elindeydi . İstediğini , şampiyon yapıyor , istediğini küme düşürüyordu artık .
Ali KOÇ her şeyin farkına varmıştı artık.
Geçen sene Trabzon deplasmanında ortaya çıkan tribün terörünün sahaya yansıması artık bardağı taşırmıştı .
Koç yönetim kurulunu topladı ve o önemli teklifi yaptı : “ Arkadaşlar , olayların muhatabı Fenerbahçe değil. Bizzat şahsım. Ben başkan oldukça Fenerbahçe zarar görecek . İzninizle ben istifa etmek istiyorum !”
Yönetim kurulu oy birliği ile “ HAYIR” deyip öneriyi reddetti.
Gelelim 2024-25 sezonuna . Yani bu sezona.
Daha ikinci hafta , İzmir deplasmanında Göztepe maçında ki olaylara bakalım.
Malum yapının bu sefer ki hedefi kulüp ve Ali KOÇ’un şahsı şimdilik değildi . Şimdi ki hedef , geçen seneki Trabzon olaylarının devamı olacak bir şekilde Fenerbahçe taraftarıydı artık . Hedefleri taraftar kitlelerini kışkırtmak ve taraftarları birbirlerine kırdırmaktı .
Bakın Göztepe olaylarına bakalım.
Devre arasının son beş dakikasında Koç sahaya inip misafir takım taraftarlarının yanına gidip onları sakinleştirmek istiyor.
Ama ne gariptir ki ; sahada o kadar TFF yetkilisi varken 4’ü sahada biri saha kenarında maçın hakimi 5. Hakem varken….. Ali KOÇ devre arası diye hala taraftarın yanında iken , ikinci yarının başlama iznini kim verdi ? Neden verdi ? Yasal olarak , saha boşaltılmadan hakemler birbirlerine OLUR işareti vermez , maç da başlamazdı ! O zaman bir AKIL işi provake etti !
Unutmayın bir deneme daha yaptılar . Neydi o deneme ?
İlk defa ALİ KOÇ FİİLİ saldırı ile muhatap oldu !
Peki yaralansaydı ne olurdu acaba ?
İçeride ki Fenerbahçe taraftarını , dışarıda maça alınmadıları , biber gazı yedikleri için sinirle bekleyen Fenerbahçe taraftarlarını kim , NASIL durdurabilirdi ? İstanbul KADIKÖY ilçesi nasıl karışırdı acaba ? Zaten ülke diken üstündeyken acaba olaylar nasıl bir infiale yol açardı ?
Hatta acaba bugün günlerden Pazar . Sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş , ligler belirsiz bir süreye kadar ertelenmiş olurmuydu ?
O sahadaki sözüm ona Göztepe yöneticisi ÖKÜZ’denbahsetmiyorum bile .
Ben ateşe bakarım , maşaya değil .
İsmail Yüksek“ Bu Fenerbahçe düşmanlığını anlayamıyorum” demiş.
Anlayamazsın oğlum. Çünkü Fenerbahçe’ye yapılan provakasyonlar sportif değil SİYASİ !
Anlaman için , 1960 ve 1980 darbelerinin öncesini oku incele. Özellikle 1980 de kaybettiğimiz sağcı ve solcu gençlerimizin yerine şimdi Fenerbahçe’liler , Galatasaray’lılar , Trabzonspor’lular kondu. Onlar zamanında nasıl tahrik edilip birbirlerine saldırıp ülkeye en azından zaman kaybettirdiyseler , şimdi biz üç kulüp taraftarı ile aynısını amaçlıyorlar .
Fenerbahçe Atatürk’çüdür..
Galatasaray , bir eğitim kurumunun yapısından doğmuştur. Asla bir cemaatin oyuncağı değildir..
Trabzonspor , bir sportif Anadolu devrimidir !
Ama bizleri kullanmaya çalışıyorlar . AMAN DİKKAT !
Saygılarımla
Hadi Tonaroğlu