On yaşlarında falanım… Yani yıl 60’ların sonlarına doğru ..
Harika bir sahil şeridimizin olduğu yıllar…
Sağda Yüksek Öğrenim Derneği , altında KIZILAY dispanseri..
Hemen geçince efsane Yalova Ortaokulu…
Akasyapark….
Bekir abinin Halk gazino ve plajı….
Sonrası uzun bir kumsal… Boş bakir…
Ve en sonda da , yıkık…. Viran… ESKİ PLAJ’ımız..
Yani Bugünün DONANMA’sı..
Enteresandır , yine YIKIK…. Yine VİRAN bir halde..
Yeni yetmeYalova’lılara biraz ESKİ PLAJ’ıhatırlatayım.
Caddenin kodu seviyesinde , üstü yıkılmış bir zemin… Yol kodunun altında , deniz seviyesinde bir kat daha var. Bugünün mimarisine göre TERS DUBLEXgibi.
Yandan , o alta inince , her taraf yosun tutmuş….
Boş bira şişeleri… Ama günümüz markalarından değil sadece TEKELyazan şişeler…
Gazete kağıtları… Denizde hafif dalga varsa , taa içeri giren deniz suyu….
Sanki bir SUÇ MAHALLİ gibi….
Bizden bir büyüklerin iki yeri vardı o zamanlar kızlarla kaçamaklar yapmak için.
İlki ve en favorisi ESKİ DEĞİRMEN…
Diğeri de , işte bu ESKİ PLAJ..
Bu Eski Plaj’ı da geçince , DÜÇ’e kadar ( yeniler bilmez Bugünün TİGEM’İ) yolun deniz tarafındaki kaldırımı , 30 derece falan bir eğimle kayrak taşları ile döşenmiş bir güneşlenme terası gibi meyilli yapıya sahipti .İşte bu terasa bahar ile birlikte , Amerikalı hanımlar , Amerika’lı genç kızlar güneşlenmeye geliyorlardı evlerinden çıkıp . Hatırlıyorum ÜSTSÜZLER bile vardı tek-tük de olsa. Gözlerimin faltaşı gibi açılmasından hatırlarım.
Sene henüz 1960’ların sonları…. Henüz bugünkü gibi ilkelleşmemiş , hala çağdaş olarak kalmış Yalova dönemlerinden bahsediyorum. Çünkü henüz ARAP istilasına uğramamışız ….
Şimdi biraz daha gerilere gideyim.
Termal Kaplıca Tesisleri İşletmesinin henüz zamanın DENİZCİLİK BANKASI’nda olduğu dönemler. İstanbulvilayetinin kararı ile bahsettiğim ESKİ PLAJ’ın tapusu işte bu Termal Kaplıca İşletmelerine verilmiş. Sebep’i alası da Termal İşletmelerinde deniz olmadığı ve , oraya gelen İstanbul ahalisinin denizden faydalanması için . Bu sebep ile ilk yapılanma Termal İşletmelerince yapılmış.
Sonra Termal işletmeleri defalarca el değiştirmesi sonucu burası bakımsızlıktan atıl hale gelmiş .
Tam bu sırada İstanbul’da kurulu TÜRK DONANMA VAKFI , burayı uzun süreli olarak Termal İşletmelerinden kiralıyor. Ve bir müddet işletiyorlar .
Fakat emekli amirallerden kurulu olan vakıf , bakıyorlar ki işletmecilikten anlamıyorlar , burayı tadilat yapma şartı ile ( soyadını hatırlamıyorum , ailesi kusura bakmasınlar) ÇETE lakaplı Mehmet beye kiralıyorlar . Önceleri güzel bir işletme yapıyor Mehmet bey. Girişte solda da bir oyun salonu kuruyor. İlçenin ağır abileri , iş adamları buraya malum oyunları oynamaya geliyorlar. Yiyiyorlar , içiyorlar(!) para bırakıp gidiyorlar… Mehmet bey burayı hafta sonları da düğün –dernek işlerine kiralıyor.
Kumar ve alkol bir arada olunca , üstüne Mehmet beyin ÇETE lakabı da eklenince ufak-tefek kriminal olaylar işe karışınca vakıf işletmeyi Mehmet beyden alıyor.
Bu sefer burayı , Akköy’lü ; o zamanlar taksicilik yapan GÜRBÜZ YILMAZ abi devralıyor.
AKSA’nın yeni açıldığı dönemler…
Gürbüz abi hemen dekorasyon için iç mimar Kaya DALKILIÇabi ile anlaşıyor. Hiç unutmam , bu dekorasyon çalışmaları döneminde bir gün içeri girdim bir baktım , Kaya abi ve ekibi tavanları bildiğimiz şimdinin yumurta kolisi kutuları ile kaplıyor . Kutuları tavanda görünce şaşırıp hemen Kaya abiye sormuştum neden diye. Cevabını hiç unutmam : “ Ses ve gürültü izolasyonu” için demişti.
Netice itibarı ile Gürbüz abi döneminde DONANMA CEMİYETİ diye tabir edilen yapı , prima günleriniyaşamaya başlamıştı .
Her akşam full..
Asayiş berkemal…
Aksa tüm beyaz yakalıları ile orada….
Aslında burası , Yalova sosyal hayatının rahmetli SELÇUK ERGİN kültürüile tanışma noktasıydı.
Sonra ne oldu , nedendir bilemeyeceğim bir şekilde Gürbüz abi işletmeyi bıraktı..
Ve çöküş başladı….
Ve Recep SEZEN ile bu çöküş süreci final yaptı .
Sezen, sonrası burası defalarca kiraya verildi…
Kiralayanların hepsi kısa sürede bıraktı.
Her bırakan da yapının bina yapısına zarar vererek , belediyelerden taviz alıp işgal yapıp genişlemelerine rağmen battı .
Sonunda sanırım burayı en son bırakan TÜRK DONANMA VAKFI oldu ve burası belediyeye geçti.
Belediyeye geçiş ise, malum sebeplerle çöküşü hızlandırdı..
Şimdi önünden her geçenin içinin sızladığı bir enkaz halinde Yalova’nın en güzel yerinde fiziken ayakta durmaya çalışıyor.
Son aldığım haberler ; seçimler sonrası eğer mevcut belediye kazanırsa burası tekrar ciddi bir şekilde kiraya vermek için ihaleye çıkacağı yönünde. Belediye değişirse ne yapılır bilemem.
Şimdi bir meslek adamı olarak , eğer tekrar kira ihalesine çıkılacaksa , yapılması gerekli olan tavsiyelerimi anlatayım :
İlk olarak burası tamamen yıkılıp temizlenmeli.
Burası için yeni bir mimari yapı çizilmeli. Gerekirse bir küçük yarışma bile açılabilir.
Bu mimari projeyi çizmek için de , meslek adamları ve yurt içindeki başarılı mekanların işletmecilerinden görüş alınarak , meydana getirilecek fiziki yapının bir karakteri , bir ruhu olmasına dikkat edilmeli. Hatta Yalova’yı yansıtmasına dikkat edilmeli.
Sonunda yeni fiziki yapının detay içeren bir maketi yapılmalı .
İhale şartlarında , işletme kriterlerinde uyulması gereken şartlar açıkça belirtilmeli.
Hele Yalova Belediyesi asla işletmeciliğe soyunmamalı .
Burası Yalova’nın yüz akı olabilecek bir restoran olmalı. Et ve Balık esas olmalı. Alkol şart .
Kebap kültürüasla sokulmamalı .
Mimari yapıda mutfak departmanı asla altta olmamalı. Çünkü deniz yükseliyor ve rutubet maksimum oluyor. Hijyen için olumsuz . Veya eğer buraya yapılacaksa teknolojiden son raddede faydalanılmalı.
Burası çok amaçlı bir işletme olmalı . standart restoran işletmesi yanında tüm BANKET çalışmalarına icabet etmeli.
Yine de bir Yalova’lı yapıya verilecekse ; en az dört firma ortaklığında kurulmuş olan yeni bir İŞLETMECİLİK şirketine verilmeli.
Bu firma yerli olacaksa kesinlikle bir dostumuzu işin başına tam yetkili olarak getirmeli. Bu dostumuzda sevgili YÜKSEL ER .
Çünkü Yüksel ER , bu tesisin yan tarafında İKİ TEK isimli bir mekan açarak
( maksimum 10 masalı) harika bir işletmecilik sunmuştu. Yüksel ER’in bilgisi , ve kültürünü yansıtması muhteşemdir.
Düşünebiliyormusunuz ? İşletmecisi YÜKSEL ER , yeni ismi MÜZEYYEN olan bir işletmemiz ? Ne kadar güzel olur.
Ne yazık ki bu İKİ TEK isimli küçük meyhane , zamanın CHP’li belediye başkanı Vefa SALMANtarafından çeşitli engeller çıkarılarak kapattırılmıştı . Neymiş ? İçerde alkol satabilirsin ama iskelede ASLA .
Yani içeride MÜBAH … Dışarıda GÜNAH ?
Yiyeyim sizin solculuğunuzu.
Bakın beyler turizmin dini , imanı , para birimi olmaz .
Biz ayran içeriz , Alman bira , Fransız şarap.. İngiliz viski içer . Bu biline.
Hem turizm kenti olacağız diyeceksiniz hem de alkol yasak diyeceksiniz olmazz !
Örneği TERMAL işletmelerimiz ve TERMAL ilçemiz !
İki adım ilerleme kaydedemiyorlar . Çünkü alkol yasak !
Herkesin günahı imanı kendini ilgilendirir .
Dikkat edin , koskoca Yalova şahidinde SANDAL BALIK ve FENERBAHÇE’LİLER DERNEĞİNDE başka alkol izni olan işletme yok !
Turizm kenti olacaksan hatırlatayım ; hiçbir turizm noktası tek bir destinasyona bağlı olarak gelişim gösteremez. Arap bol diye alkolü yasaklayamazsınız. Çünkü biz arap şehri değiliz.
Bizim sadece Arap’a değil , tüm dünya NOTülkeleri vatandaşlarına ihtiyacımız var . Turizm bir kültür alışverişidir , ve bizim Arap toplumundan alacağımız bir kültür YOKTUR !
Bize geliyorlarsa , bize uyacaklar !
NOT : Bakın sahilde balık lokantalarımız var . Rakı-Balık-Müziksiz olmaz. Bıraktım buzukili Greek müziği klarnet , ud , kanun bile yok ! İşte Yalova’da işletmeci kültürü.
Saygılarımla