Ben şahsen Ege’de ki Yunan adalarının silahlandırılması işlemini Yunanistan’ın tasarrufu olduğuna inanmıyorum .
Hatta Ege’deki Yunanistan’a ait uçakların , taciz uçuşlarının da bir Yunanistan projesi olduğuna inanmıyorum .
Çünkü Yunanistan bu kadar tahrik dolu icraatlarda bulunmaz. Bulunamaz. Çünkü bize karşı ne kadar çaresiz olduğunun bilincindedir .
Bunların hepsinin arkasında ABD’nin nedense(!) Türkiye’yi askeri anlamda kuşatma politikası yatıyor.
Yani ABD , bizim henüz vatandaş olarak farkedemediğimiz bazı olası gelişmeleri hesaba katıyor ve kendince gerekli konuşlanmaları yapıyor. Bunun için de Yunanistan’ı kullanıyor. Yani diyor ki “ Bir problem çıkarsa arkandayım !” mesajı veriyor.
Yani aynı Rusya’ya karşı Ukrayna’ya yaptığı gibi .
Mesela bakın herşey Trump döneminde rahip Bronson olayı ile başladı .
Bizim adalet sistemimiz rahibi suçlu buldu ve hapis cezası verdi.
Trump yönetimi “ Bize iade edin” dedi. Neden ? Çünkü Bronson adi bir suçlu Amerikan vatandaşı değildi . Resmen casusluk icraatları vardı. Adi suçlu olsaydı ABD hükümeti oralı bile olmazdı.
CB Erdoğan “ Türk adaletine kimse müdahale edemez. Bronson suçludur. Cezasını bu ülkede çekecektir !”.
Trump , APTALCA bir mektup yazıp Erdoğan’a ulaştırdı . Akabinde Erdoğan ve ailesinin Amerikan bankalarında bulunan hesaplarını donduracaklarını açıkladı .
Anında Bronson’u iade ettik.
Konu , Biden’in seçilme öncesi bir mülakatta verdiği beyanata ile de iyice netleşmeye başladı . Yani netleşen konu ABD yönetiminin , Türkiye üzerinde planladığı oyunun şartları idi. Hatta seçim sürecinde , yani henüz adayken bir açıklaması vardı Biden’in . Hatırlayın .
Demişti ki Biden :” Türkiye’deki rejimsel uygulamalardan rahatsızız . Muhakkak ki müdahale edeceğiz. Ama bu sefer askeri bir darbe yöntemini değil , demokratik bir süreç takip edeceğiz .”
Nedir bu demokratik süreç ? Yaklaşan genel seçimlerimiz .
Biden seçildi.
Müteakıben de içimizdeki bazı Amerikan yanlısı siyasiler harekete geçti. Bunu görmeniz için Amerika seçimlerinden sonra kurulan bizdeki yeni siyasi parti oluşumlarına dikkat etmeniz yeter.
ABD ilk olarak Yunanistan’ın DEDEAĞAÇ bölgesinde bir askeri deniz üssü kurdu .
Bu kuruluş bizim için soru işaretleri ile dolu idi.
Anında Erdoğan hükümeti Ege’de MAVİ VATAN projesini harekete geçirerek ,Ege’de doğal gaz araştırmalarına başladı . Yunanistan tepki gösterdi . Avrupa Birliğine başvurdu …. NATO’ya şikayette bulundu . Bu sefer biz TINMADIK . Araştırmalarımıza devam ettik ve ediyoruz.
ABD durmadı . Yıllardır Yunanistan’ın yaptığını destekleyerek , Ege adalarında Yunanistan’ın Amerikan silahlarını yerleştirmesine destek vermeye başladı .
Burnumuzun dibindeki Meis bile turistik ada olmaktan çıktı resmen bir ABD Askeri üssü oldu .
AMA , batı Avrupa’da tahmin edilmeyen bir sonuca ulaşan Ukrayna-Rusya problemi resmen savaşa dönüştü. Sanırım işin bu raddeye gelişini ABD bile tahmin edememişti.
Bu savaşın başlaması ile biz tam “ Aha şimdi iki arada , bir derede kaldık” derken, Erdoğan harika bir orta yol politikası izledi.
Neden önce eyvah dedik ? Çünkü bu iki ülke önce turizm olarak bizim ana pazarımız . Sonra özellikle Rusya ile doğalgaz ve petrol ilişkimiz var . Ukrayna ise buğday ambarı . Üstelik sadece bizim için değil , tüm dünya için.
Artı olarak başta narenciye olmak üzere meyve-sebze olayında bizim en büyük ihracat pazarımız !
Avrupa AB olarak , Nato’nun yanında yer aldı . Biz Nato ülkesi iken böyle bir tercihte bulunmadık . Üstelik önce tarafsız kaldık . Sonra SAVAŞA HAYIR dedik. Sonunda da ARABULUCU rolünü üstlendik ve başarı ile de uyguladık .
Türkiye , Erdoğan’ın bu tutumu sayesinde uluslararası siyasette inanılmaz bir prim kazandı .
Hatta bu durumdan oldukça memnun olan Putin , Suriye’deki etkisini kullanarak Esad ile Erdoğan arasında diyalog başlatma çalışmasına başladı .
İşte Erdoğan’ın bu doğru politikası , Putin’in Suriye ile aramızı düzeltme girişimleri ,ABD için bardağı taşıran son damla oldu .
Ve adalarda silahlandırma çalışmaları alenen yapılmaya başladı .
ABD bize savaş mı açacak ? Hayır ! Çünkü ABD herkese saldırır ama iki ülkeye saldırmaz. Bu iki ülke Türkiye ve İran’dır. Bu iki ülke savaşa girdimi bitirmeden durmaz. Bu durumda ABD için ikinci bir Vietnam sendromu yaratır ki , işine gelmez.
Ne yapar ? KARIŞTIRIR ! Karıştırdıkdan sonra da DEMOKRASİ getirmek amacı altına sığınıp müdahalede bulunur.
Bu müdahale içinde 6.Filo veya benzerini yollamak yetmez. Resmen silahlanması ve karasal konuşlanması lazım . İşte adalar bunun için lazım .
Şimdi ABD’ye bir SEBEP lazım .
Bu sebep içinde seçimleri bekliyor .
Ve umuyor ki bu seçimler ülkemizde öncesi ve sonrası ile kanlı geçebilir. Zaten gerilmiş , yani gerdirilmiş bir toplum olduk . Bu ilk beklediği .
İkinci beklediği de Erdoğan .
Çünkü ABD biliyor ki , Erdoğan’ın % 1 bile seçimi kaybetme riski olsa seçime girmez.
Bir sebep bulur veya yaratır . Olağanüstü hal ilan eder ve seçimi erteler.
Bunun için ABD devamlı Yunan liderlerine emrederek ,onların bizi tahrik edici demeçler vermesini sağlıyor . Haliyle Erdoğan’da cevap vermekte gecikmiyor. Dolayısı ile ortam gerildikçe geriliyor.
Yani Yunanistan ile kısa bir dalaşma Erdoğan için seçimi ertelemeye yeter de artar bile .
Hah işte ABD bu kısa dalaşmayı uzun süreye yaymak için aportta bekliyor olabilir.
Yoksa çevremizde bu kadar silahlanmaya ne gerek var ki ?
Dinci cemaatler de ABD’nin bu müdahalesini desteklemek için hazırda bekliyorlarken üstelik !
Yani bize aklı selim davranmak gerekiyor .
Özellikle siyasi liderlerimize .
Erdoğan zeki adamdır . Asla bir ikinci ATATÜRK olamaz ama , bizi 2.dünya savaşına sokmama becerisini gösteren bir ikinci İNÖNÜ belki olabilir . Daha doğrusu olmak mecburiyetinde .
Çünkü bir dağılırsak , ortada kendisi dahil kimse kalmaz , Yugoslavya’dan beter oluruz.
Bir Türk vatandaşı olarak sayın Erdoğan ,sayın Kılıçdaroğlu ,sayın Bahçeli ve sayın Akşener’i itidale ve barış ortamına davet ediyorum .
Yani konu HELALLEŞMEK ise , bu helalleşme önce Ankara’da liderler arası yapılmalı .
Adam gibi seçime gitmeliyiz. Ve bükemediğimiz eli öpmeyi iki tarafta becerebilmeli .
(Not : Kraliçe de öldü. Charles pasif bir adam. Yani meydan da Amerika’ya kaldı gibi.)
Saygılarımla