ATATÜRK CUMHURBAŞKANIMIZ OLSAYDI ?

Yayınlama: 11.02.2023
A+
A-
Sizlere tarihten bahsedip ukalalaşmayacağım merak etmeyin..
Hepimiz iyi kötü yakın tarihimizi biliyoruz.
Hele sosyal medya teknolojisi ile , gözümüzün içine sokulurcasına öğreniyoruz.
Öğreniyoruz diye tabir etmeyim aslında. Çünkü öğrenmek isteyen öğrenir demem lazım.
Geldiğimiz nokta şu :
ON İL TARUMAR OLDU !
ONÜÇ MİLYON İNSAN ETKİLENDİ !
Bu ne demek ? Şöyle ki ; illerimizin % 10’unu , insanımızın da % 12’sini etkilenmiş görüyoruz.
Büyük oranlar bunlar .
Ama inanın mevcut iktidarın 6 şubattan beri yapabileceği bir şey yok . Çünkü yapılabileceklerin hiç biri düşünülmemişti.
Mesela kurtuluş savaşı dönemlerimize dönelim isterseniz.
Yani ulu önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün 19 MAYIS 1919 tarihine gidelim .
O zamanın Türkiye’sine bakalım :
Sağlık hizmetleri var mı ? YOK
Yol var mı ? YOK
Okul var mı ? YOK
Teknoloji var mı ? YOK
Havalimanı var mı ? YOK
Eğitimli insanımız çok mu ? HAYIR
Gayrimüslimlerimiz haricinde esnafımız var mı ? YOK
Tarım , ziraat , hayvancılık var mı ? YOK
Fabrika , sanayi var mı ? O da ne ki ? Tabii ki YOK
PARA VAR MI PARA ? YOK !
6 şubattan bu yana bu yazı yayına girdiğinde 12 şubat olacağından , yani son ALTI GÜNDEKİ DEPREM BÖLGEMİZDEN farkımız yokmuş o zamanlar .
Yani ayni 19 Mayıs sonrası ülkeye döndü deprem bölgemiz.
Bu bölge ülkenin % 10’u demiştim ya , neredeyse Atatürk , Samsun’a çıktığı tarihte tüm ülke neredeyse aynı idi . Hele kurtuluş savaşımızdaki can kaybımızı hesaba dahil edersek ; insan kaybımız daha büyük .
O halde ki , ülkeden , ATATÜRK hem savaş yaşadı , hem cumhuriyeti kurdu , hem de sanayii , tarımı , eğitimi , sağlık sistemini organize etti. Uçak bile üretti .. Bir çok konuda ülkemizin dış dünyada saygınlığını arttırdı .
Şimdi gelelim yazımın konusuna .
Ülkemizin son 20 yılında Mustafa Kemal ATATÜRK başımızda olsaydı konusuna.
Ne diyoruz şimdi ?
Oto yollar , havalimanları , SİHA’lar , demiryolları , sağlık hizmetleri , üniversiteler , vesair okullar..
Otoyolları , Atatürk’de yapardı . Ama böyle yapılır yapılmaz çöken yollar yapmazdı . İhaleleri ona göre verirdi . Ve bu kadar pahalıya mal etmezdi .
Ülkenin jeolojik yapısını ön plana alırdı . İMAR PLANINI ciddiyetle uygular , yanlış yapanı anasından doğduğuna pişman ederdi. Bu harap olan 10 şehrimiz yine olurdu . Ama bu kadar facia yaşamazdık. Çünkü binaların böyle yapılmasına asla izin vermezdi . Japonya’yı örnek alırdı . Japonya baştan aşağıya deprem bölgesi ve devamlı hareket halinde . Ama adamlarda bizim kadar kayıp yok ! Niye binaları ona göre yapıyorlar . ATA’mız içinde ÖNCE İNSAN gelirdi . O da yapılanmayı böyle yapardı .
Sanayileşirken tarım ve ziraati ikinci plana atacak kadar dar görüşlü değildi . Herşeyi planlardı . Hem sanayi de hem tarım ve hayvancılıkta Avrupa’yı besler hale gelmiş olurduk .
Belki Hatay havalimanını aynı yere yapardı . Ama fay hattını hesaplayarak yapardı . Düşünün Hatay’da yağmur yağdı mı , bırakın depremin pist patlatmasını , koca havaalanını SEL BASIYORDU !
Bu on ilimiz bu felaketi yine yaşardı . Ama bu kadar insan ve bina kaybı olmazdı .
Fabrikaları iki şekilde değerlendirirdi . Biri iç Pazar ihtiyacı karşılayanlar , diğeri ihracaata yönelik olanlar .
İç Pazar üretimi yapacak olanlara , ülkenin tahmini ihtiyaç rakamlarını minimum 20 senelik tahminlerle hazırlayıp yatırımcıya verir , ona göre hesap kitap yapmalarını sağlardı .
İhracata yönelik olanlardan da ihracat garanti rakamlarını ister ona göre izin , teşvik vesair verirdi.
Ülkeyi üniversite mezarlığına asla getirmezdi. Ülkenin ne kadar doktor ihtiyacı varsa hesaplatır , ona göre gerekirse , yeni TIP fakültesine izin verirdi.
Açılacak tüm üniversitelerde akademik araştırma ve geliştirme çalışmalarını şart koşardı .
İlk , orta ve liselerde , adım gibi eminim Finlandiya sistemini belki de Finlandiya’dan önce kurardı .
Meslek liselerine önem verirdi.
Köy enstitülerini kapatmazdı .
Devletin her önemli kurumunun başına LİYAKAT sahibi olanları getirirdi.
İmam hatip mezunları ile kurumları yönetmezdi. Hatta İmam Hatipleri hiç açmazdı . Ama din eğitimini mantıklı bir şekilde ilk , orta ve liselerde ciddiyetle uygulardı .
Kızılay’a ve diğer kurumlara partili akrabaları doldurmazdı . Kızılay’ı çağdaş bir yapıya kavuştururdu Kızılay’a en büyük bütçeyi verirdi. O zaman Kızılay , vatandaştan para , malzeme desteği istemezdi.
Diyanet’in kesinlikle FETVA vermesine izin vermezdi.
Milletvekillerine asla bu kadar maaş vermezdi.
Ordu kesinlikle modernize olur ve siyasi oyuncak olmasına izin vermezdi.
Yargı mensupları en yüksek gelir dilimine sahip devlet memurları olurdu .
Öğretmenlerimizin saygınlığı her geçen gün artardı .
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna yapışmazdı .
Toplumu eğittikçe , kendi görev mesuliyetlerini dağıtırdı . Yani herşeyi kendine bağlamazdı .
Bugün ne Suriye , ne Yunanistan sorunumuz olmazdı .
Petrolümüz , doğal gazımız zaten bulunmuş olurdu . Hatta kullanıyor olurduk şimdilerde.
Avrupa ve dünyada saygın bir yerimiz olurdu .
ABD başkanı seçilir seçilmez belki de ilk ziyaret edeceği yer olurdu Türkiye .
AB’ye zaten girmekle kalmayıp , belki de kurucu ülke olurduk .
İpini koparan siyasetçi olamazdı . Vizyon arardı çünkü.
Meclise girmede eğitim şartını üniversite diplomasına bağlardı .
Netice itibarı ile anlatmakla bitmez .
Doğal felaketleri önleyemeyiz elbette . Ama vizyon sahibi olarak doğayı hesaba katarak yapılanırdık.
Hülasa şu ki ; 2023 yılında geldiğimiz nokta , bırakın ilerlemeyi , 1881’den daha gerideyiz.
Yaşadığımız felakette akıllandık mı zannediyorsunuz ? PÖH ! Hangi felaketten ders çıkarıp akıllandık ki? Karadeniz’in hamsisinin hafızası inanın bizden daha kuvvetlidir.
Çünkü hamsi sadece yakalanmamayı sağlamaya ulaşır. Yani verilen yaşamını değerlendirmeye programlıdır. Oysa biz ? Rant bizde , Adam satışı bizde , Egoizim bizde . Olumsuz ne ararsanız bizde fazlası ile var .
Bakın ertelenmezse şayet , önümüzde seçim var .
Siyasiler artık akıllanmalı . Hatalardan dönmeli. Hemde , hem mevcut iktidar , hemde muhalefet !
Biz seçmenler ! Artık seçeceğimizden neler istediğimizi bilmeliyiz. Para mı ? Avanta mı ? Ayrıcalık mı ?
Yoksa geleceğimizi mi isteyeceğimize karar vermeliyiz ? Karar vermeliyiz.
Unutmayın , ölüme çare olmadığı gibi , deprem türü felaketleri de önlemeye imkanımız yok .
Ama bu felaketleri karşılayabilecek , etkisini azaltabilecek teknolojiye sahibiz. Unutmayın .
İhtiyacımız sadece bu teknolojiyi liyakat sahibi insanlarla kullanmayı bilebilmeliyiz.
Bakalım yeni hükümet , ATATÜRK’ün başarısını seçilince yakalayabilecek mi ?
Yoksa ikinci bir ATATÜRK’e denk gelme şansımız yok .
Her ilimize bir YAŞAR OKUYAN’da bulamayız . Bununda imkanı yok ! .
Aklımızı başımıza devşirmenin zamanı geldi.
Saygılarımla

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.