Bazen düşünüyorum da yetmiş yıllık yaşantımda neler gördüm neler….
Aslında sadece ben görmedim tüm bu olanları..
Bizim jenerasyon gördü…
Hikayemiz 68 kuşağı diye anımsanan gençlik devrimi ile başladı….
İlk gençlik yıllarımızı “ SAVAŞMA , SEVİŞ” sloganları ile geçirdik..
Kara Murat’lar , Tarkan’lar döneminden sonra ilk defa erkeklerimizde saçlar uzadı…
Uzun saçlarımız ile , kızlardan ayrılalım diye , favorilerimiz uzadı…
Paçalar 32 santime ulaştı…
Hepimiz HİPPİ olduk , babalarımızın izin verdiği ölçüde….
Bağlama çalmak OUT , gitar çalmak İN oldu….
PEREJA’dan kurtulup parfümlerle tanıştık…
OLD SPICE’lar.. BRUTT’ler falan…
Yeşil sabundan ayrıldık , şampuanlar ile tanıştık mesela…
Paralelinde , banyolarda odunlu sıcak su sobalarından kurtulup şofbenlere merhaba dedik…
Öyle ki banyo ve çamaşır günleri haftada bir günden , haftanın istediğimiz gününe yayıldı bu sebeple..
Paramız varsa briyantin sürerdik saçlarımıza…
Yoksa paramız , banyodan çıkar ,kafamıza bol limon suyu sürer , sonrada annemizin eski külotlu çorabını başımıza geçirir öyle uyurduk ki sabah kalktığımızda saçlarımız janti görünsün diye.. Bir anda jöleler giriverdi hayatımıza….Bu devrim idi bizler için inanın .
Bu arada kızlarda kınadan kurtulup artık boya kullanmaya başladılar saçlarına..
HEY diye bir dergi çıkıverdi hayatımıza… DOĞAN KARDEŞ’den kurtulmuş olduk..
Sonlarına yetiştiğimiz , Frank Sinatra’lar, Elvis Presley’ler , Sammy Davis Jr’lardan sonra bir anda BEATLES ile tanışıverdik …Melodinin sözlerini anlamıyorduk ama , değişik çocuklardı onlar.
Saçlar uzun , dört kişi idiler. Saçlar uzun , paçalar 32 santim idi ama siyah takım , beyaz gömlek ve kravat ile konser veriyorlardı !
Bir anda hayatımız , DUAL ve GRUNDİG pikaplar ile doldu….
Durmadık tabii ki…
Makaralı setler ile tanıştık . Hİ-Fİ derdik onlara kısaca..
AKAI’ler..SANSUİ’ler ,SONY’ler falan filan…..
Sonra ALİCE COOPER ile tanıştık..
Tam da Jimmy HENDRİX sonrası…
Cooper , ilk yüzü makyajlı erkek şarkıcı idi….Derken vücuduna resimler yaptırmaya, yazılar yazdırmaya başlayınca DÖVME dediğimiz olayın atası ile tanışmış olduk . Ve netice de geldiğimiz nokta malum..
Biraz daha büyüdük olduk TEENAGER !
Her tarafımız libido ile doldu…
Çevre mazbut . Soracak kimse yok haliyle “ Bize ne oluyor ? “ diye !
Abilerimize baktık… Kızları keşfettik… İcracı Ömer vasıtası ile İstanbul’u ve İstiklal caddesini keşfetmemiz uzun sürmedi tabii ki…
Pardon daha evveli var. Televizyon ile ilk tanışmamı yazmadım unuttum.
Karamürsel caddesi , Arabacılar sokak girişinde İdris amcaların evinde iki katlı evin ikinci katında oturuyorduk o zamanlar. İlk okula gidiyorum daha..
Yan komşumuz rahmetli Tornacı İhsan Usta ve ailesinin tek katlı bahçe içinde evi vardı .
Bir yaz akşamüstüsü..
Biz terasta ailece yemek yiyiyoruz.. İhsan amcalarda kendi ön bahçelerinde kahvelerini içiyorlar..
Aşağı bahçeye baktığımda İhsan amcaların yemek masasının üstünde bir kutu , ve kutuda Halit KIVANÇ birşeyler anlatıyor ! İlk gördüğüm televizyon idi . Şaşırmıştım .
“Komşunun bahçesine niye bakıyorsun ?” diyen babamın tokatı ensemde patlayınca yemeğime döndüm.
Biraz daha büyüdük… TEENAGER olduk artık …
Rüyalar değişti…Ses tonlarımız değişti…İçimizde hareketlenmeler başladı..Birşeyler oluyordu da anlamıyorduk.. Soracak kimsemizde yok etrafta…Libidolar tavan yapmış meğerse…
Derken TERÖR denilen olay hayatımıza girdi.
Anında sağcı-solcu diye ikiye ayrıldık . Ama lafta… Sadece sorulunca telaffuz ediyorduk ne taraf olduğumuzu . Sanki Fenerbahçe’lilik , Galatasaray’lılık gibi birşeydi bizim için o zamanlar..
Ama okumaya başladıkça bu tarafkirliğimiz kemikleşti .
Akabinde ilk savaş ile tanıştık.
Dışişleri bakanı Turan Güneş , Ecevit’e telefon etti ve “ Tamam . Ayşe tatile çıkabilir “ dedi.
Önceleri başta ABD olmak üzere tüm dünya gibi bizde anlamamıştık ama , tam askerlik teskeresini aldık , bir gün sonra KIBRIS’a giriverdik…
Karartma geceleri…. Gazinolarda dans orkestralarının marş çalmaları falan…..Ülke bazında ekonomik olarak 20 yıl geriye gittik ama olsun, Kuzey Kıbrıs’ı alıverdik..
O dönemler dinin siyasi etkisi ile tanıştık Erbakan hoca sayesinde . ( Geldiğimiz durum malumunuz)
27 mayıs’da 7-8 yaşlarındaydık ama ilk defa 12 Eylül ile İHTİLAL olgusu ile tanıştık.
Bunu Özal ile tanışmak takip etti. Bizim hava atma ünitemiz olan Malboro , kutu cola içmek banal oluverdi bir anda….
Takriben 50 yıllık yaşamımda ( o zamanlar ) savaşı , darbeyi ,İslamcı politikayı , liberal ekonomiyi herşeyi tanımış olduk , şimdi gördüğünüz gibi at izinin it izine karıştığı dönemi yaşıyoruz.
Bitmedi tabii..
Naim ile gurur duyduk…
Galatasaray UEFA’yı ve süper kupayı aldı..
Milli takım dünya üçüncüsü oldu ( Vallahi gerçek !”.
Sivas’ta insan yakıldı yaşadık…
99 Depremini yaşadık…
Dünyada farklılaştı tabii..
Mesela Rusya’da kominizm bitti…
Amerika ilk defa siyahi başkana sahip oldu…
İran-Irak savaştı…
Avrupa’da ilk savaş çıktı. Ukrayna-Rusya birbirine girdi…
11 Eylül İkiz kulelere saldırıldı…
Afganistan silindi…..
İklimler değişti…..
Ay’a çıkıldı… Uzayda dev adımlar atıldı….
NASA ilk defa uzaya ait UFO ve ALLİEN fotoğrafları yayınlamaya başladı nedense….
Bir KOVBOY, ABD başkanı oldu..
TRUMP gibi bir profil nasıl olduysa ABD başkanı oldu….
Bir sürü salgın ile uğraştık.. En son CORONA lanse edildi..
Dünyada enerji krizi had safhaya geldi….
Avrupa bu kış donacak gibi !
Unuttum bakın.. İnternet çıktı , dostluklar muhabbetler bitti.. Mektup telgraf tarihe karıştı…
Hele cep telefonları hayatımızı işgal etti….
Neyse uzatmayayım ve sonunda QUENN öldü.. CHARLES nihayet kral oldu ..
Bir uzaylılar ile tam olarak tanışmadığımız kaldı ..
Bir de hayatıma bir kızın girmediği kaldı… O da olursa artık ölsem de gam yemem !
